Yiğit Can Ertunç - Federasyonumuzun yabancı oyuncu sayısında kural değişikliğine gitmesinin ardından, ligimize çok sayıda yabancı oyuncu giriş yaptı.
Bunlardan en dikkat çekenleri mercek altına alalım;
Dady ( Osasuna - Bucaspor )
1981 Lizbon (Portekiz) doğumlu Eduardo Fernando Pereira Gomes (Dady)'in profesyonel kariyeri hiç parlak başlamadı. Başarısız geçen sezonların ardından, 2006 yılında dahil olduğu Portekiz Ligi takımlarından Belenenses forması altında kendisinden beklenen patlamayı gerçekleştirdi ve kulübün ligi 5.sırada bitirmesinde ve UEFA Kupası vizesi almasında büyük pay sahibi oldu. Belenenses ile çıktığı 38 maçta attığı 12 gol ile dikkatleri üzerine çeken Cape Verde asıllı 1.91 boyundaki forvet, çok geçmeden La Liga temsilcisi Osasuna'nın radarına girdi ve böylece İspanya'nın yolunu tuttu. Yakasını bırakmayan sakatlıklar ve kariyerinde ikinci baharını yaşayan Walter Pandiani'nin gölgesinde kalmaktan kurtulamayan oyuncu, bu sezon ligimize yeni katılan Bucaspor'a katıldı. Potansiyelini sergilemesi ve adaptasyon sürecini aşması durumunda ligimize renk ve kalite getireceği kesin.
Ermin Zec ( Sibenik - Gençlerbirliği )
Profesyonel kariyerine doğduğu şehrin takımı NK Iskra Bugojno takımı ile başlayan 22 yaşındaki Ermin Zec, burada ortaya koyduğu başarılı performansların ardından 2007 yılında Hırvatistan'ın Sibenik takımının yolunu tuttu. Çok kısa bir sürede takımın en önemli oyuncularından biri haline gelen 1.77 boyundaki genç forvet, ülkesi Bosna-Hersek'in en iyi genç oyuncularından birisi olarak gösteriliyor. 2009 yılında ülkesinde kazandığı "Yılın En iyi Genç Oyuncusu" ödülü de oyuncunun aldığı övgüleri sonuna kadar hakettiğinin bir göstergesi niteliğinde. Zec ayrıca, 2009 yılında Hırvatistan Ligi'nde takımlarının kaptanlığını yapan oyuncuların oylarıyla belirlenen "Ligin En Iyi Oyuncusu" ödülüne layık görülmüştü. Türk Futbolu, İlhan Cavcav'ın yok denecek fiyatlara oyuncu alıp, Avrupa'ya kulübü karlı çıkaracak anlaşmalarla pazarlamasına aşina fakat Ermin Zec için gözden çıkardığı 2.2 milyon euro, oyuncuya bağlanan ümitlerin de en belirgin göstergesi konumunda.
Leonel Nunez ( Independiente - Bursaspor )
Kariyerine 2005 yılında dahil olduğu Argentinos Juniors kulübünde başlayan 1984 doğumlu Arjantinli, çıktığı 61 maçta 24 gole imza atmasının ardından 2007 senesinde kısa bir Olympiakos macerasına çıktı. Olympiakos oyuncu için 3 milyon euro ödemeyi göze almıştı ve seneliği 500 bin euro bedel ile kendisine 4 yıllık sözleşme önermişti. Tesadüftür ki Nunez, Olympiakos için attığı ilk golünü bir sezon öncesi hazırlık maçında Ankaragücü karşısında bulmuştu. Resmi maçlarda birbirinden güzel gollerin altına imza atan Nunez'in kariyerinde kornerden attığı bir gol bile mevcut. Oyuncunun 1.85 boyunda olması, pek çok futbolseverde kendisinin hava toplarında etkin olduğu fikrini uyandırsa da, oyuncunun en belirgin özelliği uzaktan çektiği son derece etkili şutlar. Kaleyi ne zaman, nereden yoklayacağı kestirilemez ve bu onu kaleciler için korkulu bir rüya haline getiriyor. Arjantin'in Independiente kulübünden Bursaspor'a katılan oyuncuyla imzalanan 3 yıllık (2 1) sözleşmenin ne denli akıllı bir yatırım olup olmadığı hakkında, oyuncunun ortaya koyacağı performanslar sonrası daha net bir fikir sahibi olabileceğiz.
Manucho ( Real Valladolid - Bucaspor )
Futbolseverlerin, adını ilk kez 2008 yılında Manchester United'a dahil olmasıyla duyduğu Mateus Alberto Contreiras Gonçalves (Manucho), Sir Alex Ferguson'un uygun görmesi üzerine 2 yılını Panathinaikos ve Hull City'de kiralık olarak geçirdi. Ferguson'un kendisinden beklediği ivmeyi bir türlü gösterememiş olacak ki, 2009 yılında Real Valladolid kulübüne transfer oldu. Ülkesi Angola'nın da en iyi oyuncusu olarak gösterilen Manucho'nun Valladolid ile 5 yıllık bir kontratı mevcut. Bucaspor'un kiralama yoluyla kadrosuna kattığı oyuncunun tarak kemiğinden sürekli sakatlanması, oyuncuyla ilgili soru işaretlerini arttırır durumda fakat yine de Manucho, kendisini kanıtlamak isterse, Bucaspor'a çok şey katacaktır. Oyuncunun en belirgin artıları 1.88 boyunda ve fizik olarak çok güçlü. Bir çok pozisyonda ağır kalması ve pozisyon alma konusundaki zaaflarını da oyuncunun eksileri olarak not düşebiliriz. Oyuncu, beklenmedik anlarda çok sert ve isabetli şutlar çıkarabiliyor fakat daha çok kanat oyuncuları tarafından yapılan ortalarla beslenen ve gol yollarında etkili olabilen bir santrafor tipi. Buca'nın, Dady ve Manucho gibi iki dev santraforu transfer etmesinin ardından, kanatlardan etkili olmaya çalışacaklarını tahmin etmek için kahin olmak gerekmiyor.
Samuel Holmen ( Brondby - İstanbul Büyükşehir Belediyespor)
Transfere para harcadığına nadiren şahit olduğumuz İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un 1 milyon euro vererek kadrosuna kattığı Samuel Holmen için 'dinamo' orta saha dersek yanıltmayız. Topu çalar, topu sürerek veya uzun bir pas ile rakip sahaya taşır, takım arkadaşını gollük bir pas ile besler veya şutunu çekip skoru değiştirebilir. Henüz 26 yaşında olmasına rağmen çok olgun bir futbol anlayışına sahip. Bir de buna İskandinav disiplini eklendiğinde, oyuncunun elde tutulabilmesi dahilinde kendisini kaptanlık için müthiş bir aday haline getiriyor. İsveç Milli Takımı'nda da düzenli olarak oynayan oyuncunun İ.B.B orta sahasına hem dinamizm getirip hem de çeki düzen vereceği su götürmez bir gerçek.
Pele ( Porto - Eskişehirspor )
Tam ismi Vítor Hugo Gomes Passos olan 1987 doğumlu genç orta saha oyuncusu 'Pele', futbol dünyasına adını Vitoria Guimaraes'ten Inter'e gerçekleştirdiği transfer ile duyurmuştu. Inter'in 5 yıllık sözleşme ile bünyesine kattığı Portekizli oyuncu, Inter'de Vieira, Figo, Stankovic ve Dacourt gibi veteranlar sakatken bulduğu forma şansını iyi değerlendirememiş olacak ki, 1 sene süren Serie A macerası Porto'ya transferiyle son bulmuştu. Göbek orta saha ve ön libero pozisyonunda görev alabilen 1.87 boyundaki yıldız adayı, halen kendisinden beklenen patlamayı gerçekleştirebilmiş değil. Porto'da da neredeyse yok denecek kadar az sayıda forma şansı bulabilen Pele, son 2 yılını Portsmouth ve Valladolid'te kiralık olarak geçirdi. Kendisiyle ilgili en büyük negatif olarak çok sakin oluşundan bahsedilinebilir. Futbol kamuoyu, oyuncunun oynadığı pozisyon itibariyle daha mücadeleci bir oyun anlayışını benimsemesi gerekliliğinden bahsederken, oyuncu meşhur olduğu günden bu yana, mevcut potansiyelinin üzerine herhangi bir şey ekleyebilmiş değil. Fakat Pele'nin bu handikapları, Rıza Çalımbay'ın mentörlüğünde bir patlama yapması dahilinde, ligimiz adına müthiş bir kazanç olacağı gerçekliğini değiştirmiyor.
Ismael Sosa ( Independiente - Gaziantepspor )
Arjantin'in Independiente takımından Gaziantepspor'a 3.5 milyon euro bonservis bedeliyle transfer olan 23 yaşındaki Arjantinli oyuncuyu 'Sprinter Forvet' olarak adlandırabiliriz. Topu sürerek kaleye yaklaşmayı seven ve kaleciyle karşı karşıya kalmaya meyilli bir oyun anlayışına sahip. Çıktığı 121 resmi maçta yalnızca 26 gole imza atabilen oyuncunun en büyük avantajı olarak genç yaşı ve potansiyelini gösterebiliriz. 3.5 milyon euro hiç de azımsanmayacak bir bedel fakat Gaziantepspor transfer komitesi, forvet özelliklerinin yanı sıra, hücumun her alanında görev alabilen oyuncuya inanmış olmalı ki, oyuncu için bu denli hatrı sayılır bir meblağı gözden çıkarabildi.
Michael Stewart ( Hearts - Gençlerbirliği )
İskoçya Milli Takımı'nın formasını çok genç yaştayken ve Manchester United kulübü futbolcusuyken 3 kez giyebilme başarısı gösteren orta saha oyuncusu, 6 yıl süren milli forma hasretinin ardından, İskoçya ile Kuzey İrlanda arasında 2008 Ağustos'unda yapılan hazırlık maçının kadrosuna alınarak, uluslararası arenaya geri dönüşünü gerçekleştirmişti. 29 yaşındaki futbolcunun fazla tempolu oyun anlayışı, çok kart görmesine sebep olarak oyuncunun başını sıkça belaya sokabiliyor. 1998 yılında dahil olduğu Manchester United'tan 2004 yılında 'kovulan' oyuncu, Rangers tarafından 2 haftalık deneme sürecinin ardından beğenilmeyerek Manchester'a geri yollanmıştı. Oyuncunun Şeytanlar ile olan kontratı sebebiyle el yakan maliyeti, bir kaç senesini kirada geçirmesine sebep olmuştu. Antwerp, Nottingham Forest ve tuttuğu takım olan Hearts'ta geçirdiği kiralık sezonların ardından hiç bir yerde dikiş tutturamayan oyuncu, 2005 senesinde İskoç Ligi temsilcilerinden Hibernian ile sözleşme imzalayarak İskoçya'nın yolunu tuttu. Kendisinden çok şey beklenen parlak yıllar geride kalıyordu ki, oyuncu Hibernian'da düzenli olarak bulduğu ilk 11 şanslarını iyi değerlendirdi ve tekrar çocukluk aşkı Hearts'a 2007 yılında dönüş yaptı. 2009 sezonu başlarken kulüp menajeri tarafından kaptanlığa terfi edilen oyuncu, sürekli öfkesine yenik düşmesi sebebi maruz kaldığı kart cezaları sonucunda yine kulübünden ayrılmak durumunda kaldı. Onu, bu sene Gençlerbirliği formasıyla izleyeceğiz ve umuyoruz ki ligimize, tempolu futbolunu 'nihayet' zararsız yansıtabilerek renk katabilir.
Ricardo Pedriel ( Steau Bükreş - Sivasspor )
1987 doğumlu Bolivyalı santrafor, bu sene Sivasspor'un kadrosuna kiralık olarak kattığı şimdilik tek oyuncusu konumunda. Geçtiğimiz sezonu Giresunspor'da kiralık olarak geçiren Pedriel, çıktığı 27 maçta 11 golün altına imzasını atmıştı. 1.86 boyundaki oyuncunun dengeli oyun anlayışı, kendisini hem havadan, hem de karadan tehlikeli bir forvet haline getiriyor. Ayrıca zeki bir oyuncu olduğundan da bahsedebiliriz. Bunu pozisyon bilgisi ve topsuz alandaki hareketlerinden rahatça gözlemlemek mümkün. Oyuncu, ülkesi adına 20 yaş altında 4 maça çıkmasının ardından, A Milli Takım seviyesine yükselme başarısı gösterdi ve çıktığı ilk maçında gol atarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Bolivya'nın çok şeyler beklediği Pedriel'den bu sene Sivasspor'da gol yollarında çok şeyler bekliyor.
Florin Cernat ( Hajduk Split - Kardemir Karabükspor )
1.68'lik Romen oyunkurucu, kendisinden dünya yıldızı olması beklenen seneleri çok geride bıraktı fakat halen bu onun öldürücü frikiklerinden bir şey götürmüş anlamına gelmiyor. Karabükspor'un, yeni merhaba dediği Süper Lig'de böyle tecrübeli bir yıldıza orta sahasını emanet etme kararını alarak ne denli isabetli bir transfere imza attığını önümüzdeki günlerde gözlemleme fırsatımız olacak. Romen veteran, top sürme yeteneği, milimetrik pasları ve sahanın her yerini görebilmesi gibi nitelikleri ile, geçen sene Bank Asya 1.Ligi'nin en iyi yabancı oyuncusu seçilen Emmanuel Emenike için de bir şans niteliği taşıyor. Florin Cernat önderliğindeki Kardemir Karabükspor'un, Süper Lig'de neler yapabileceğini sezonun ilerleyen haftalarında göreceğiz.
Transfer sezonunun kulüplerimiz için 1 Eylül'e kadar sürdüğünü de unutmadan ekleyelim.