Galatasaray'a ilk transfer olduğunuz dönemden başlayalım. O günleri anlatabilir misiniz?
Benim için büyük bir yenilikti. Bundesliga'yı biliyordum ama Türk futbolu hakkında hiçbir şey duymamıştım. Galatasaray'a geldim ve burada oynamak oldukça keyifli bir tecrübe oldu. Taraftarlar çok iyiydi. Galatasaray'ın iyi zamanlarının başlangıcıydı. Daha sonra pek çok Türk oyuncu yurtdışında tanındı, yıldızlar Türkiye'de oynadı. Ben o dönem Galatasaray'da oynamaktan büyük keyif almıştım.
Size Türkiye dediklerinde, karşınızdakine ne dersiniz?
Yeşilyurt Marina'ya gidin ve balık yiyin!
Savunma oyuncusuydunuz ama buradaki ilk sezonunuzda 11 gol attınız...
Galatasaray'a geldiğimde üç yıldır savunmada oynuyordum. Daha önce Bundesliga'da orta saha ve forvet oyuncusu olarak görev yapmıştım. Hücumda görevler aldım. Hücuma çok çıktığım için Galatasaray'da da hocalarımın çok kızdığı zamanlar oldu.
Stumph ile oldukça iyi bir ikiliydiniz...
Galatasaray'a geldiğimizde takımın çok iyi bir savunması vardı. Önceki senelerin istatistiklerine baktığımızda, takımın her sezon 75 - 80 gol attığını, ama 40 - 45 gol yediğini görüyorduk. Biz bunu değiştirdik. Ne kadar iyi savunma yapar ve az gol yersek, puanımızın o kadar yükseleceğini biliyorduk. Sezon sonunda da 75 civarı gol atarken, sanırım sadece 25 gol yedik ve şampiyon olduk.
Tugay Kerimoğlu'yla yaptığınız dansı da hatırlıyoruz...
Sadece bir saniye bakıştık, ben Tugay'ı gördüm, o beni gördü... Çok iyi arkadaştık o dönemde. Sadece takım arkadaşı değil, aynı zamanda oda arkadaşıydık. Çok şey paylaşıyorduk, o bana önemli detaylar veriyordu. O an çok mutluyduk, birbirimize baktığımızda o dans ortaya çıktı.
O dönemki Galatasaray ile bugünü kıyaslayabilir misiniz?
Biz ilk taşı koyduk. Şimdi kulüp çok daha büyük. Bizim oynadığımız dönemde birçok şey, çok da önemli değildi. Şimdi pazarlaması var, kulübün kendi televizyon kanalı var. Galatasaray'ın büyük adım attığını görüyoruz. Futbol artık bir iş kolu. Galatasaray da bu işi çok iyi beceriyor.
Galatasaray'ın bu yıl aldığı sonuçlar için ne söylersiniz?
Galatasaray'da yaklaşık 20 sene önce mücadele ettim ama kalbim hala sarı kırmızı. Haftasonları maç sonuçlarına baktığımda öncelikle kendi oynamış olduğum takımların ne yaptığına bakarım. Galatasaray da bunların arasında ve Şampiyonlar Ligi'nde aldığı sonuçlar da beni çok heyecanlandırıyor...
Fatih Terim'i nasıl değerlendiriyorsunuz?
Onu çok beğeniyorum. Asla yaşlanmıyor. Bedeni yaşlansa da beyni, ruhu hep genç. Sahadayken yüzde yüzünü ortaya koyuyor. Takımına ve oyuna tamamen konsantre oluyor. Kulübün başarısındaki en büyük pay sahibi o...
Futbolu bıraktıktan sonra kariyerinize teknik adam olarak devam ettiniz. En son Vietnam'ın başındaydınız. Nasıl bir tecrübeydi?
Evet.. Vietnam... Çok keyifliydi. Vietnam'da çok uzun süre kalmadım. Daha önce oraya tatile gitmiş ve ülkeyi çok beğenmiştim. Teklif aldığımda neden olmasın dedim. Ülkeyi gördüm, farklı bir kültürle tanıştım. Benim için her şey yeniydi. Taraftarlar, yönetim her şey farklıydı. Çok kısa sürdü ama müthiş bir tecrübe oldu.
Gelecek planlarınız neler?
Teknik direktör olarak tekliflere açığım. Bazı meslektaşlarıma yardım ediyorum, oyuncuları takip ediyorum, maçlarını izliyorum ve onların bu oyuncuları kazanmalarına yardımcı oluyorum. İyi oyuncular bulmalarına yardım ediyorum. Ama ciddi bir kulüpte teknik adamlık yapmayı istiyorum.
Türkiye'den hiç teklif aldınız mı?
Evet... Fakat genellikle benim başka takımlarla kontratım olduğu zamanlarda geldi. Şu anda boştayım. Oyuncuyken Türkiye'de olduğum dönemde çok mutluydum, şimdi koç olarak neden olmasın?
Almanya'da ve Avrupa liglerinde oynayan Türk futbolcular için neler söylersiniz?
Almanya'da gençler için akademiler kuruldu. Türk futbolcular da genç yaşta bu akademilere katılıyor, büyük kulüpler için top koşturuyor... Burada çok yetenekli gençler var. İki seçenekleri bulunuyor; Türkiye için oynamak veya almanya için mücadele etmek... Pek çok yetenekli oyuncu Almanya'da oynamayı tercih ediyor. Mesut Özil onların sanırım en ünlüsü... Almanya'da çok iyiydi, Real Madrid'de de çok başarılı... Çok yetenekli Türk oyuncular var. Siz gelecekten asla korkmamalısınız.. Çünkü milli takımınız için çok iyi gençler geliyor.
2014 Dünya Kupası elemeleri sürüyor... Türk Milli Takımı'nın grup performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Daha önünüzde çok maç var... Avrupa'da birbirine yakın kalitede takım sayısı çok. Bu yüzden Dünya Kupası'na gitmek hiç kolay değil. Türk Milli Takımı'nın geçmişte pek çok başarısı var. Bu başarıyı devam ettirmek de çok kolay değil. Çok çalışmanız gerekiyor.
Türkiye Ligi'ni takip ediyor musunuz?
Büyük takımları, evet... Burada oynadığım dönemde üç İstanbul takımı ve Trabzonspor vardı. Şimdi Anadolu takımları üst sıralara yükseliyor. Adını pek duymadığım takımlar ligde başı çekiyor.
Futbol mentalitesi değişti mi? O dönemki futbolla şimdikinin farkı ne?
Büyük sponsorlar var. Dünyanın en iyi oyuncuları da bu kulüplerde oynuyor. Chelsea, Manchester City, hatta Bayern Münih çok iyi gidiyor. Çoğu kulüp artık zengin işadamları tarafından yönetiliyor. Bu benim oynadığım dönemden farklı. Kulüplerin çok daha fazla paraları var. İngiliz takımlarının futbola yaptığı yatırımlar büyük. Almanya'da Bayern Münih en üstte yer alıyor. Sonra Dortmund ve Schalke geliyor. Avrupa'da Real Madrid, Barcelona, Paris St Germain gibi takımlar geliyor. Geriye kalanlarla aralarında ekonomik olarak büyük bir uçurum var.