"Özgüven kaybı istemiyorum. Beşiktaş benim için ayrı bir hikaye." diyen Şenol Güneş, "Trabzon'da çok güzel günler geçirdim. Sıkıntılarım oldu. Burada da aynı şeyler yaşadım. Buraya nasıl gelidğimi biliyorum. İlk başlağımızda söylediklerimi hatırlıyorum. Mavi bir elbise giymiştim. Şimdi siyah beyaz giyiyorum. Bunun iyi mi kötü mü olduğunu değerlendiririz." dedi.
"Son dönemlerdeki sıkıntı beni çok üzüyor." ifadelerini kullanan Şenol Güneş, "Maç kazanmak çok önemli ama fark yaratan bir Futbol oynamak her zaman hedefimiz olmalı. Taraftar onu istiyor. Eksik oludğunda kendimde sorumluluk buluyorum. İstesek de istemesek de şartlar bizi ayrılma noktasına getirdi. bu taraftar her zaman sahada, saha içinde, sokakta, evde, restoranda bizi aileden biri olarak gördü. O sıcaklığı gördük. Taraftar bu takımın sembolü gururu, bu sahiplenme duygusunu benden sonra gelecek hocaya da versinler. Ufak tefek suçlamalarla başarıya engel olmayalım. Bu takım aynı takım olduğuna göre, bu aile düştükleri yerden ayağa kaldırmasını bilmeliler. Bunu çok da yaptılar. Son günlerde beklenen sonuçlar gelmeyince kırılmalar oldu. Özgüven kaybı önemli bir hadise." ifadelerini kullandı.
"2. yarı 39 puan aldık ama daha fazla puan alacak takımdık." açıklamasını yapan Güneş şöyle devam etti, "Çok kolay goller yedik. Ezilmeden puan kayıplarımız da çok var. İlk yarının son üç maçında 7 puan kaybettik. Trabzonspor, Başakşehir ve Alanya maçları. Antalya, Sivas, Göztepe, Beşiktaş'ın kaybedeceği maçlar değildi. Bunları yönetime ve oyuncalara mal etmeye gerek yok. Sorumlu benim. Bunu değiştirmem gerekiyordu. Bunu başaramadım. Beşiktaş'ın beklediği birinciliği sağlayamamamın ardından buradan ayrılmak doğru olacaktı. Onu görünce ayrılma kararı verdim. Yönetimin, benim, oyuncuların, taraftarın duygu düşüncesi dağıldığında başarısızlık olur. Bir kırılmalar olduğunu görüyorum. Bunu değiştirmesi gereken yönetim, ben ve oyunculardır."
"KALBİMİ BURADA BIRAKARAK GİDİYORUM"
"Hikayelerini herkes kendi gibi yazar, söyler." diyen tecbüleri teknik adam, "Başından beri bizi ayırmak isteyenlere sonunda teslim olduk. Ama namusumuzla, şerefimizle, hakkımızla, cesaretimizle işimizi yaptık. Beşiktaş yönetimi böyle bir tabloda milli takıma gitmemin daha uygun olacağını söyledi. Kalbimi Beşiktaş’ta bırakarak gidiyorum. Bu takıma daha çok zarar verecekti. Takım olmak demek aynı hedefe kilitlenmek demek. Burada kopmalar olsa takım olgusu yıkılır. Kalbimi burada bırakarak gdiyorum. Sahaya gelenlerin bir sıcaklığı vardı. Uzak bir yere gitmeyeceğim. Oyuncalardan hiç şikayet etmedim. Yönetim transfere dikkat etmeli. Oyuncuların işini sevip devam ettiklerinde işlerinin iyi olacağını düşünüyorum. Zaten taraftar sizi alıp götürür. Yönetimde bir değişiklik yok. Hocanın gelişine yönetim karar verecek. Hayırlı olsun." açıklamalarını yaptı.
"Beşiktaş'ta unutamayacağınız bir anınızı söyler misiniz?" sorusuna ise Güneş, "Sevmek sevilmek. Gönül, gönül verirsen alırsın. O gönülü verdim aldım. Bunu hiçbir şeyle alamazsınız. Futbolun güzel tarafı bu. Çok para kazanırsınız ama değer kazanmak başka bir şey. Bu yaşta Beşiktaş'ta çok değer kazandım. Gönül isterdi ki şampiyon olarak ayrılsaydık. Olmadı, üzgünüm." yanıtını verdi.
Kendisinden sonra Beşiktaş'ın başında nasıl bir teknik direktör olması gerektiği yönünde yönetime herhangi bir tavsiyede bulunup bulunmadığı sorusunu yanıtlayan Güneş, şunları söyledi:
"Size uygun, sizin anlayabileceğiniz teknik direktör olmalı. Bir orkestra yönetiyor. Sokakta konuşmayacak. Oyuncuda ve yönetimde kaos oluşturmayacak. Kendini feda edeceksin. Beşiktaş çok büyük camia, sonra hiçbir şey gizli kalmıyor. Anlayış önemli ama beklentiler ve vizyon çok daha önemli. Genç veya yaşlı olsa fark etmez yeter ki Beşiktaş daha iyi olsun. Tesisteki personeli de düşünen, tesislerin eksiklerini düzeltmek için uğraşan, yönetimi anlayışla ve hoşgörüyle karşılayan, taraftarı anlayan; taraftarların tepkisinin dozu aşsa da bunu hoş karşılayan biri olmalı. Beşiktaş'ın doğruları, yanlışları, denenmişliği var. Hoca tek başına kurtarıcı değil."
