Başkanlığı döneminde idari yönden ibra edilmediği Mart 2011'deki Galatasaray Mali Kongresi'nde yaşadıklarıyla ilgili konuşan Polat "Bana açıkçası 'Ya seçime gidersin ya da seni ibra etmeyiz' dediler. Ben de şantajlarla geri adım atmadım. Galatasaray tarihinde olmayan bir nezaketsizlik yaşandı. Biz hakikaten çok kırılmıştık. Hançer yarası geçer de gönül yarası geçmez. Kırgınlığım geçmedi" dedi.
Adnan Polat, Piyalepaşa İstanbul'da başkanlıktan ayrılık sürecini ve gündemi değerlendirdi. Galatasaray'ın ilk döneminde Galatasaray'ın 10 milyon Dolar bütçesi olduğunu söyleyen Polat, "Derwall dönemindeki takım yaşlanmıştı ve onu gençleştirdik. Arka arkaya iki sene Türkiye şampiyonluğu ve kupasını aldık. 1996'da Galatasaray'dan ayrıldım. O dönemde Galatasaray yönetiminin içinde Faruk Süren'i, Bülent Tulun'u, Mehmet Cansun'u alınmıştı. Bir kişinin dediğini kabul etmiyordu. Bu kadar çok başlılıkta görev yapmak imkansızdı. "Buraya politika yapmaya gelmedim." dedim ve seçimlere 6 ay kala ayrılacağımı ifade ettim. Seçimlere katılmadım. 96'dan 2006'ya kadar tamamen Galatasaray'ın taraftarı olarak gidip geldim. En ufak bir beyanat vermedim. 2006'da bir programda Galatasaray'ın 2 milyon Dolar'dan dolayı puanların silineceği ifade edilmişti. Ben de "20 Galatasaraylı bu parayı ortaya koyarak cezayı öderiz." dedim. UEFA'ya olan borç yatırıldı. Rahmetli Özhan Canaydın bana geldi ve tekrar kulübe gelmemis istedi. Hiç hazır değildim. Çok yoğun bir iş dönemi içindeydim. Beni başkan vekili yaptı." dedi.
"İYİ Kİ 20:45'İ MANŞET YAPMIŞLAR"
"1996'da sıfır borç bıraktık ve kasada 2-3 milyon Dolar vardı." diyen Polat, "Geldiğimde borç 228 milyon Dolar'dı. O dönemdeki başkanlar sayın Süren, Cansun ve sayın Canaydın'dı. Külübü ilk iki senesinde sayın Canaydın başkandı ama yönetimi tamamen bana bırakmıştı. Geldiğimizde Fenerbahçe ile başa baş yarış içindeydik. Bir basın toplantısı sırasında söylediklerimin içinden 20.45'i manşet yaptı. İyiki yapmış. Galatasaray şampiyon oldu." ifadelerini kullandı.
Şampiyonluk sonrası çalışmalara başladıklarını söyleyen Adnan Polat şöyle devam etti:
"Şampiyonluk 14 Mayıs'ta bitti; 15 mayıs'ta oturduk ve bir çalışma yaptık. Bizim Ali Sami Yen Stadı'nın ayakta durması bile sağlıklı değildi. Onun dışında basın mensuplarının olduğu kısımda tuvalet bile yoktu. Stadın durumu faciaydı. Kapasite 24 bin kişiydi. Rakibimiz Fenerbahçe stat yapmış ve 50 bin kişilikti. Rekabeti sürdürebilmek için yeni bir stat şarttı.
Galatasaray'ın şirketleşmesinde Sportif Aş ve Futbol aş diye şirketler vardı. Galatasaray'ın 100'den fazla icra takibi vardı. Bankalara büyük borçlar vardı. Vakıfbank'tan alınan 40 milyon dolar 310 milyon dolar'lara çıkmıştı. Galatasaray, UEFA ile en çok itilafı olan kulüptü. Florya gibi olan arazilerin son 10 yılda hiç parası ödenmemişti. Bize mal ve hizmet satanların büyük alacakları vardı. Galatasaray'ın eli ayağı bağlanmıştı. Böyle bir krizin içinden çıkmanın yolu elimizdeki enstrümanları kullanmaktı. Birincisi şirketleşmekti. İkincisi stadın yapımasıydı. İmza altına alınmış sponsorluklar 30 milyon Dolar'dı. 5 senelik süreçte 228 milyon Dolar borçtan 338 milyon Dolar borçla bıraktık. Kulübün borcunu 100 milyon dolar arttı öyle bıraktık. Ancak stadı yaptık, şirket birleşmesini yaptık.
"RİVA'NIN DEĞERİ 250 MİLYON DOLAR'A ÇIKTI"
Yıllardır konuşuyan ancak tarladan ötemeye yaramayan Riva arazisinin imar durumunu çıkardık. 250 min metrekare için inşaat ruhsatı aldık. Değeri 250 milyon dolara çıktı. Vergi borçlarını kaldırdık. UEFA'daki bütün meseleleri çözdük. Devletle olan ecri misal borçları sıfırladık. Bunun içinde 100 milyon dolar borçlandık.
2011'de seçim kararı alındı ve ayrıldık. Bütün yaptığımız şeylerin sonucunu almak bize kısmet olmadı. 2 yıl içerisinde borçları sıfırlama projemizi hayata sokacağımız dönemde görevi bıraktık. Galatasaray Sportif Aş'nin değiri 100 milyon dolar'dı. Biz birleşmeyi yaptıktan sonra 750 milyon Dolar'a çıktı. Bizden sonraki yönetimin ardından 150 milyon Dolar'a düştü. 600 milyon Dolar buhar oldu. Kimse bunun hesabını sormadı."
"BANA -YA SEÇİME GİDERSİN YA DA SENİ İBRA ETMEYİZ- DEDİLER
Görevden ayrılma süreciyle ilgili yaşananları da anlatan Polat, "Galatasaray'dan yapılanlardan dolayı, "bana ya seçime gidersin ya da seni ibra etmeyiz" dediler. "Yolsuzluk veya usulsüzlük yaptın" demediler. Ben de "Şantajlarla, tehdiütlerle geri adım atmam" dedim ve gitmedim. Ondan sonra Galatasaray tarihinde olmayan bir nezaketsizlikt yaşandı. Ünal Aysal, Dursun Özbek ve Duygun Yarsuvat'ın bu nezaketsizliği ortadan kaldırmaya cesaret edemedi
"HANÇER YARASI GEÇER DE GÖNÜL YARASI GEÇMEZ"
En son yeni gelen başkan sayın Mustafa Cengiz, kongrede güzel bir konuşma yaptı. Nezaketsizliğin kalkması için oy birliğiyle bir karar alındı. Kongre üyelerinden yanlıştan döndüğü için tebrik ediyorum. Galatasaray'ın en önemli gücü, tarihi beraberliği. Galatasaray'ın bugünkü ortamı şu 5-6 senede yaşadıkları, Galatasaray tarihi ve yazılmamış örf ve adetleri olmasaydı, Galatasaray kulübü istediği kadar büyük olsun köklü geçmişi olmasaydı ayakta duramazdı. Biz hakikaten çok kırılmıştık. 'Hançer yarası geçer de gönül yarası geçmez' diye Anadolu'da bir söz vardır. Kırgınlığım hiç geçmedi. Bizim dönemimizde localarda kuyruk vardı." sözleriyle yaşadığı hayal kırıklığını dile getirdi.
"GALATASARAY'DA BİR DEVRİME-REFORMA İHTİYAÇ VAR"
"Galatasaray'da bir devrime-reforma ihtiyaç var" ifadelerini kullanan Galatasaray eski Başkanı Adnan Polat şöyle konuştu:
"Bu devrimin en önemlisi idari devrim. Galatasaray'ın tüzüğünün artık 21. yüzyıl şartlarına uygun hale getirilmesi gerekiyor. Galatasaray Lisesi, gurur duyduğumuz ve Galatasaray'ın doğduğu bir kurum. Orada okumadım ama içinde çok oldum. Örf ve adetleri çok iyi bilirim. Galatasaray'da sevgi, saygı ve vefa vardı. Artık Galatasaray'a çocuklar 14-15 yaşında geliyor. Zaten bu çocuklar kendi kulüplerini seçiyor. Daha önce 10 yaşında gelen çocuklar değiştiriliyordu. Şimdi Lise'ye gelenler 23 yaşında yönetici seçilebiliyor. Galatasaray'ın kesinlikle topluma açılması gerekiyor. Galatasaray'a gönül vermiş, akademisyenlerden, işadamlarından, bürokratlardan, askerlerden,birikimli insanlara kulübü açmamız lazım.
Galatasaray'a yönetici bulmak zorlaşıyor. Galatasaray'da çok kaliteli insanlar var ama toplumun diğer kesiminde bu işlerde aktif olmak isteyen kişiler var. Sokaktan gelen insanları içeri alalım demiyorum. Çalışacak insanları muhakkak mesleki birikimlere göre almamız lazım. İşin erbabını getirip koymak lazım. İşlerimin içinde otelcilik de var. 60-70 bin metrekarelik otelin yönetimine 20 sene birikimi olan kişiler arasından seçim yaparak atama yapıyorum. Siz 250 bin metrekare olan TT Stadı'na hiç bu konuyla alakası olmayan bir insanı sırf size yakın diye koyamazsanız. 7 yıldır TT Stadı'na gitmiyorum. 7 yıldır stada gitmedim ancak Mustafa başkanın daveti üzerine gideceğim. Benim, stada çıkmam tribünlere girmekle yeterli olmayacak. En alttan çatıya kadar her yeri gezeceğim. Stada çivi çakılmadığını ve döküldüğünü duyuyorum. İşi, erbabına vermek lazım."
"GALATASARAY'DA 300 MİLYON DOLAR KAYIP"
"Birlik ve beraberlik olmadan hiçbirimiz bir yere varmayız." uyarısında bulunan Polat, "Savaşlarda sadece kaybeden değil kazanan da büyük yaralar alıyor. Galatasaray'ın idari reformunu yapması şart. Galatasaray'ın 2010'dan 2017'ye kadar yayınlanan mali tabloların neticelerine baktım. Galatasary'ın 2017 sonu itibariyle toplam yükümlülükleri yaklaşık 2.5 milyar TL. 2008'den başlayarak yapılmış olan sporcu sözleşmeleri dahil değil. Futbol takımına 3-4-5 sene sözleşmesi olan oyuncular var. Bu taahhütler dahil değil. Futbolculara yıllık 70 milyon Dolar'dan dört senede 280 milyon Dolar oluyor. Dört senedeki gelirlere baktığınızda borcun 500 milyon Dolar olduğu görülüyor.
Galatasaray'da 300 milyon Dolar kayıp. Bir arkadaşımız "Bazıları Zenginleşirken Galatasaray fakirleşti" diyor. Galatasaray Sportif Aş halka açık bir şirkettir. Bu açıklamaları yapan başkanın sözlerinin ne anlama geldiğini açıklaması gerekir." açıklamalarını yaptı.
"Galatasaray bu ekonomik krizden nasıl çıkacak?" sorusunu da yanıtlayan Polat, "İtalya bir zamanlar Avrupa'nın en çok izlenen ligiydi. Ne zaman Juventus, şikeye bulaştı ve İtalya futbolu 4. sıraya geriledi. Bu şike olayı, Türk sporunun Türk sporunun imajını büyük oranda lekeledi. Saygın kurumlar, futbola yatırım yapmaktan sakınmaya başladılar. Borcunuzun dolar olduğunu, gelirlerinizin Türk lirası olduğunu düşünürseniz bu borçları kapatmanız mümkün değil." yorumunu yaptı.
RİVA VE FLORYA ELEŞTİSİRİ
"Türkiye'de gayri menkul konusunda en iyi 10 kişiden biri olduğumu biliyorum." ifadelekini kullanan Adnan Polat, "Riva ve Florya arazisinden 250 milyon Dolar gelecek. Florya arazisi 80 dönümdü. 23 dönümü bize aitti. Biz hasılat payıyla verdik. Toplam baktığımız zaman Riva ve Florya'dan gelecek gelir 1 milyar Lira. Bugünkü kurdan baktığınızda 250 milyon Dolardır. Biz Riva'yı İngiliz ekspertizlere incelettik 250 milyon Dolar'dı. Kurların böyle gittiğni düşünürseniz, Galatasaray'ın eline 100 milyon Dolar geçecek. Bu gelir Galatasaray'ın sadece borçlarının faizini ödeyecek. Bunların hiçbirinin hesabı sorulmayacak. Galatasaray'ın böyle bir durumu var. Daha önce büyüme modeliyle çıktık. Şu anda çıkmak için ciddi kafa yoruyorum. Artık öyle bir hale geldik ki gönül kırgınlığımızı bir tarafa bıraktık, kulüne nasıl yardımcı oluruz diyoruz. Çözüm bulamıyorum." sözleriyle umutsuz bir tablo çizdi.