A Milli Takımın büyük umutlarla başladığı Avrupa Futbol Şampiyonası'nda ilk iki maç geride kaldı. Hırvatistan'ın ardından İspanya karşısında alınan mağlubiyet, bir üst tura çıkma şansını zora soktu. Buz dağının görülen kısmı 2 maçta kaybedilen 6 puan olarak yansısa da, A Milli Takımın içinde bulunduğu durum daha derin ve daha büyük gibi gözüküyor.
Turnuvadaki iki maçın gösterdiği en net durum, Millilerin takım olma özelliklerini sergileyememesi. Elemelerde oynanan son İzlanda maçında Selçuk İnan'ın frikiği ile gelen gol, Fransa biletinin alınması, Arda'nın sevinç gözyaşları ve oyuncuların kenetlenmesi hala akıllardaki yerini koruyor. 13 Ekim 2015'de oynanan o karşılaşmanın üzerinden henüz 8 ay geçmişken, gelinen durumun sebepleri çok da gizli değil. Fatih Terim'in de bir kaç kez dile getirdiği sorunlardan biri, ilk 11'deki oyuncuları geçen sezon kulüplerinde yeterli süreyi alamaması. Ayrıca sezon öncesi transferi hala netleşmeyen futbolcuların kafa karışıklığı ve oyuncular arasındaki iletişimsizlik takım olmanı yolunu kapamış gözüküyor.
Tüm bunların üstüne kaptan Arda Turan'ın Barcelona'da forma giydiği dönem sonrası İspanyol basını tarafından eleştirilmesi, yıldız oyuncuyu etkileşime benziyor. Hırvatistan maçında oyundan alınan Arda, İspanya karşısında 90 dakika sahada kalsa da, beklenilen performansını sergileyemedi. Maç içinde durgun görüntüsü ile dikkat çeken Arda, basın toplantılarında da bu halinden öteye geçmedi. İspanya maçı öncesi basın toplantısında moralinin bozuk olduğunu itiraf etmesi, Fatih Terim ile aralarındaki soğuk görüntü kamp içindeki havanın dışarıya yansıması gibiydi.
Herşeye rağmen Çek Cumhuriyeti maçından alınacak bir galibiyet, rüzgarın yönünü değiştirebilir. En iyi 3.ler kontejanından turnuvaya devam etme şansı süren Millilerin Fransa'da kalma sürelerinin artması kenetlenmenin ve takım olmanın ateşini yakabilir.