Batılı ülkelerin Gazze'deki olaylara karşı duyarsızlığının, spor yönetimlerine de yansıdığını kaydeden Hansen, İsrailli kulüplerin herhangi bir yaptırıma uğramadığı gibi bu kulüplerle karşılaşan takımların da ayrımcılığa maruz kaldığını ve bu durumun çözülmek yerine görmezden gelindiğini belirtti.
Hansen, UEFA ve FIFA'nın özellikle Batılı ülkelerle ters düşmekten kaçındığına dikkati çekerek, "UEFA ve FIFA, ABD, Fransa, Birleşik Krallık, Almanya ve diğer güçlü futbol ülkelerini kızdırmaktan çekiniyor. Bu nedenle, İsrail'e başka hiçbir ülkeye uygulanmayan bir ayrıcalık tanınıyor. İsrail, işlediği suçların ağırlığına bakılmaksızın her türlü yaptırımdan kaçabiliyor." diye konuştu.
İsrailli kulüpler çoktan uluslararası müsabakalardan men edilmeliydi
Futbol otoritelerinin tutumunun savundukları değerlerle çeliştiğini, özellikle UEFA'nın "eşit oyun" anlayışıyla ters düştüğünü vurgulayan Hansen, şöyle devam etti:
"İsrail taraftarları, İsrail'in Filistinlilere uyguladığı baskı ve yasa dışı davranışları eleştirenleri susturmak için antisemitizm suçlamalarını sıkça kullanıyor. Antisemitizm elbette kötüdür, Holokost'un ardından bu konuya duyarlı olmak önemli bir adımdır. Her türlü ırkçılık yanlıştır ve karşı durulmalıdır ancak UEFA ve FIFA'nın İsrail kulüplerine gösterdiği yüksek hoşgörü, adil bir yaklaşım değildir. Bu durum, İsrail'in ABD ve Batı ile yakın ilişkilerinden kaynaklanıyor. Batı'nın müttefikleri, karşıtlarına kıyasla aynı şekilde cezalandırılmıyor."
Hansen, İsrail'e karşı yaptırım uygulamaktan kaçınan bu kurumların, Ukrayna'daki savaş nedeniyle Rusya'yı hızla uluslararası spor organizasyonlarından men ettiğini hatırlatarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik yasa dışı işgali sebebiyle spordan men edilmesi doğru bir karardı. Ancak İsrail'in Gazze ve Lübnan'da yaptıkları, Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerinden çok daha ağır. Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Gazze'de soykırım işliyor olabileceğini gündeme getirdi. Bu, en ciddi suçlardan birinin işlendiğine dair bir kabul anlamına gelir. Eğer bir ülke bu tür suçlar nedeniyle uluslararası spor organizasyonlarından men edilecekse, bunun soykırım olması gerektiğine inanıyorum. İsrail, Filistin'i işgal edip Filistinlilere zulmettiği için çok daha önce bu yaptırımları hak etmişti. Ancak Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'daki eylemlerinin ardından bile ceza almaması tam anlamıyla bir çifte standart ve ikiyüzlülük örneği."
İsrail ve kulüpleri cezalandırılmak yerine ödüllendiriliyor
İsrailli kulüplerin bazı maçlarını tarafsız sahalarda oynamasının, ev sahibi avantajını kaybeden takımlar için ciddi bir dezavantaj oluşturduğuna dikkati çeken Hansen, bu duruma örnek olarak Beşiktaş'ın, Maccabi Tel Aviv karşısında ev sahibi olmasına rağmen Macaristan'da tarafsız bir sahada oynamak zorunda kalmasını gösterdi. Hansen, bu durumu şu sözlerle eleştirdi:
"İsrail'e karşı herhangi bir hesap verebilirlik sağlanmaması ve uluslararası yarışmalardan men edilmemesi, diğer takımlar için ciddi sorunlar oluşturuyor. Beşiktaş, ev sahibi avantajını kaybederek Macaristan'da oynayacak. Bu da İsrail ve kulüplerinin cezalandırılmak yerine ödüllendirildiği anlamına geliyor. Onlar, tarafsız bir stadyumda oynama avantajı elde ediyor. Bu, hesap verebilirlik eksikliğinin ve futbol otoritelerinin büyük yanlışının açık göstergesi."
Hansen, İsrailli kulüplerle maç yapmanın birçok takım ve oyuncu için saha içi ve saha dışı sorunlara yol açtığını anımsatarak, özellikle 7 Kasım'da Amsterdam'da Ajax ve Maccabi Tel Aviv arasında oynanan maç öncesi ve sonrasında yaşanan olaylara işaret etti. Hansen sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birçok oyuncu ve takımın, İsrail kulüpleriyle oynamak istemediğine eminim ancak bir takım maç oynamama kararı alırsa cezalandırılacak. Bu, takımları iki zor seçenek arasında bırakıyor, İsrailli kulüplerle oynamak ya da ceza almak. Halbuki cezalandırılması gereken, İsrailli kulüpler olmalıdır. İsrail'in saldırıları sürdükçe bu sorun büyümeye devam edecek, çünkü dünya genelinde İsrail'e yönelik öfke giderek artıyor. İsrail taraftarları da gittikleri her yerde bu durum nedeniyle tehlike altında olacak."
Spor dünyasındaki bu sorunlara UEFA, FIFA gibi spor otoritelerinin etkisizliğinin yol açtığının altını çizen Hansen, sözlerini "Asıl yapılması gereken, hükümetleri İsrail ile ekonomik ve diplomatik bağlarını kesmeye zorlamak. Bu, İsrail'i sorumlu tutmanın ve Gazze ile Lübnan'da yaptıklarının bedelini ödetmenin bir yolu. Çünkü futbol otoritelerinden çözüm beklemek, şu an için gerçekçi görünmüyor." şeklinde tamamladı.