İşte Rıdvan Dilmen'in açıklamaları:
"VAN PERSIE'Yİ ANTRENMANA ALMAZDIM"
Dışarıdan konuşmak kolay. Ama bir oyuncu düşününkü ciddi paralar kazanan bir oyuncu, kaç tane teknik direktör değişirse değişsin, kendi ülkesinden de gelmiş olsa, oyuna giriyor, ayağım ağrıyor diyor. 20 dakika oynuyor. Belki ciddi dir. Belki de lay loy lom yapıyordur. Robin van Persie garanti paraya anlaşmadı mı? Oynadı, oynamadı, maç başı falan yok. Devre arasına kadar da gitme şansı yok. Ben Fenerbahçe kulübü olsam Antrenmana çıkarmam. Zarar veriyor. Van Persie, van Persie, van Persie... Zarar veriyor.
"RUHUNUZU BİR KAÇ YILDIZ YÜZÜNDEN KAYBEDEMEZSİNİZ..."
Sakat olabilir ama burayı son durak olarak hissediyorum, bu da onun mevkiisindeki diğer oyuncuları da etkiliyor. Pereira kazanmak için uğraştı. Biz de zaman zaman o hatayı yaptık. Şenol Hoca, Gomez için durdu. Ama bu o tarz bir oyuncu değilki. Profesyonel futbolcu kulübünü sevecek. Fenerbahçe'yle ilgili bugün bir arkadaşımız çok güzel bir yazı yazmış. Çubuklu, sadece sarı-lacivert değil diye. Yavaş yavaş kulübün de kendine gelip doğru planlamalar yapması lazım. Sezonlar kaybedilebilir. Fenerbahçe, tarihte en çok şampiyon olan takım özelliğini kaybetti. 2 yıldır da olmuyorsunuz. Ama ruhunuzu, kalbinizi, özverinizi bir kaç tane yıldızım diye gelen oyuncu yüzünden kaybedemezsiniz. Onun elektriği takımı bozuyor. Van Persie'nin oyuna girişteki memnuniyetsizliği, oyuna başlangıçtaki Mennuniyetsizliği... Zaten parasını ödüyorsun. 3-5 gol atsa da takımı bozuyor. Bu sadece van Persie için değil. Fenerbahçe takım oyuncusu, Fenerbahçe'nin kıymetini bilecek.
Yönetim şu hatayı yaptı. Hollanda'dan antrenör geldi. Yüzde yüz bir şekilde bir tane yetenekli danışman adı altında bir teknik adam alacaktı. Camiadan bir antrenör alacaktı. Kasımpaşa semtini tanıtacak, Fenerbahçe seyircisini tanıtacak, kulübünü bilecek, deplasmanı bilecek.
Başkan da bazen söyleyebilir. Advocaat, hayatı boyunca İstanbul dışında Türkiye'de bir yere gitmiş midir? Konya'yı falan bilmiyordur. Osmanlı tarihine de baktığında problem obadan başlıyor. Önce obayı halledeceksin. Fenerbahçe'de sayın başkan kesinlikle ve kesinlikle taraftar kavga ve gürültülerini çözmeli.
"BÜYÜK KULÜP KOLAY DENMİYOR"
3 Temmuz sürecinde yaşanan enerjinin tekrar kazanılması lazım. Büyük kulüp kolay denmiyor. Fenerbahçe bu enerjiyi skorlarla değil o amblemle kazanması lazım. 3 Temmuz nedeniyle bir enerji patlaması oldu. Bundan sonrası yönetimin işi. Küslükler, onla bunla kavga...
Samandıra'da o formanın ne kadar yüce ve önemli olduğunu bilmeleri lazım. Fenerbahçe'nin tarihini koyacaklar sinema gibi, bu arkadaşlar öğrenecekler. Oyuncular "Ben nerede oynuyorum" diye soracaklar.
Bu kulüp her maç 40 bin kişi oynar. Şöyle bir şey vardı ve doğruydu, "Fenerbahçe'nin antrenmanına 10 bin kişi gider kardeşim diye." Şimdi maçında gitmiyor. Bu enerjiyi başkan da dahil olmak üzere, bütün taraftarlar da buna destek olmalı. Şampiyon olmayabilirsiniz ancak
Fenerbahçe kültürü ve ruhunu mutlaka geliştirmesi lazım.
"OZAN'IN BU AMBLEMİN NE OLDUĞUNU BİLDİĞİNE İNANMIYORUM"
Başkan da yönetim de özeleştiri yapmalı. Tekrar Fenerbahçelilik, o çubuklu formanın anlamı nedir, öğretilmeli. Yabancı oyuncular amblemin ingilizcesi okuyacak, yerli oyunculara Türkçe olarak anlatacaklar. Ben Ozan'ın bu amblemin ne olduğunu bildiğine inanmıyorum. Nedir bu yeşil, nedir sarı, nedir lacivert... Bunu anladığında 100 yıl önceye döner ve o zaman onu anlar. Oyuncuların müzeye gittiklerini zannetmiyorum. Müzenin ne olduğunu bildiklerine de inanmıyorum.
"FENERBAHÇE HALKIN TAKIMIYSA HALKIN İÇİNE İNECEK"
Fenerbahçe bugün kaybedebilirdi. Fenerbahçeli olarak asla kızmazdım, çocuklar mücadele etmeye çalıştılar. Fenerbahçe seyircisi kendi sahasında en son Beşiktaş'a 4-3 yenilmişti. Kaleye de Pancu geçmişti. Normalde alay etmen lazım. Hayır alkışladı. Neden alkışladı. Çürnkü oyuncunun mücadelesini gördü. Oyundan çok mücadeleyi gördü. Bu var mıydı, vardı. Özellikle şike sürecinden sonraki yılda bu vardı. Kadınlar 50 bin kişi maça gitti. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kadını biraraya getiremezsin. Bir kaç yıldır görüyoruz ki ne teknik direktörde ne de oyunlar içinde bunu hatırlatacak hava yok. Fenerbahçe'nin şahane bir televizyonu var. Bir değer. Fenerbahçeli oyuncuyu da gönder Lig TV'ye, gönder buraya.. Fenerbahçe halk takımıdır, halkın içine sokacaksın. Fenerbahnçe halk takımıysa halkla içiçe olacak. Böyle sahaya iniyorsun. Saha dışında boğulduğunda saha içine inemezsin. Saha içinde bir ileri iki geri yaparsın. Başka şansın yok.
