Chelsea Teknik Direktörü Jose Mourinho, Telegraph gazetesindeki geniş röportajında günümüzdeki futbolcuları sert bir şekilde eleştirdi: "Eskiden futbolcular emekli olduktan sonra rahat bir hayat sürmeyi hayal ederdi. Şimdi ise daha ilk maçına çıkmadan futbolcular zengin olmayı düşünüyor."
Her zaman ters düştüğünü söylediği Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger'e Ballon d'Or konusunda hak verdiğini belirten Mourinho, "Wenger, dünyada yılın futbolcusu ödülüne karşı olduğunu söyledi. Kesinlikle haklı. Şu anda futbol, takım konseptini kaybedip bireylere daha fazla odaklanmaya başladı. Şu anda herkes bireysel performansa, bireysel istatistiğe, hangi oyuncunun daha çok koştuğuna bakıyor. Yani sen 11 kilometre koşup, ben 9 km. koştuğumda sen benden daha mı iyisin? Belki benim 9 kilometrem maçta senin 11 kilometrenden daha çok işe yaradı."
"BENİM İÇİN ÇALIŞACAKSIN"
Futbolun kolektif olduğunun altını çizen tecrübeli teknik adam, "Bireysel olarak takımı daha iyi yapacaksan o zaman anlarım. Ama sen bizim için çalışacaksın, biz senin için değil. Yıldız oyuncu geldiğinde, takım orada zaten duruyor. Kolomb'un Amerika'yı keşfi gibi takımı yeniden keşfetmesine gerek yok. Onun görevi takımın daha iyi olmasını sağlamak. Teknik adamın görevi de o oyuncuya bu mesajı her gün vermek. İllahi söze gerek yok. Burada oyuncular, sizin o oyuncuya ya da diğer oyunculara nasıl davrandığından bunu zaten çıkartır." diye konuştu.
"YETENEĞİ VEREMEZSİN"
Mourinho, “Oyuncuya veremeyeceğin tek şey yetenektir. Bu doğuştan olmalı. Ama yetenekli oyuncu takımın ondan ne istediğini biliyor mu? Zeki mi? Ya da sizden yardım almaya hazır mı? Paylaşımcı mı? Bencil mi? Takımın kendisinden daha önemli olduğunun farkında mı? Kariyerimde her türden oyuncuyla çalıştım. Hiçbir takım mükemmel değildir. Ama bana oyuncuda en önemli şey nedir diye sorarsan kuşkusuz yetenek derim".
"OYUNCUNUN AİLESİ ÖNEMLİ"
Chelsea Teknik Direktörü Jose Mourinho, Daily Telegraph'taki röportajında genç oyuncuların ailelerinin tutumunun çok önemli olduğunu belirtti. Portekizli, "Adını vermeyeceğim bir oyuncum vardı. Onu ilk 11'de oynatmaya başladım. Önce babası, ardından annesi işlerinden ayrılıp oğullarının yanına taşındılar. Hayatlarını paylaştıkları gibi onun adına da kararlar aldılar. Ve o oyuncum ne yazık ki silinip gitti."
"LEASİNG'İ BEDAVA ZANNEDİYOR"
"Bu sadece 1000 olaydan bir örnek. Oyuncu aile açısından şanslı olmalı. Ailesi eğitimli olmalı. Yine bir oyuncum bir gün yeni otomobiliyle geldi. Sordum, 'Bir tane otomobil daha mı? Evin var mı? Yok. Bankada paran var mı? Yok.'. Bana dedi ki, 'Bu arabayı babam leasing ile aldı. Ben sadece imza attım'. Ona, 'Sen leasing'in ne olduğunu biliyor musun?' dedim. Bana, 'Bilmiyorum. Tek bildiğim bu aracı bedava aldığım' yanıtını verdi. Ona oturdum ve leasing'in ne olduğunu anlattım. Kimse ona anlatmamıştı ve leasingin ne olduğunu bilmiyordu."
"BEN PARAYI 30'UMDA GÖRDÜM"
"Ben ilk büyük parayı 2003'te kazandım. Yani Porto ile sözleşme yenilediğimde. O zaman 30'lu yaşlarımdaydım. Evliydim. Yani kurulu bir düzenim vardı. Bu para beni alt üst etmedi. Ama bu çocuklar, 16-20 yaş arasında büyük paralar kazanmaya başlıyorlar. Nasıl davranacaklarını ne yapacaklarını bilmiyorlar."
"GENÇLERE OTOMOBİL YASAK"
"Şimdi Chelsea'de oyunculara destek olan harika bir departmanımız var. Paranın nasıl değerlendirilmesi gerektiğinden tutun nasıl bir ev almanıza kadar size yardımcı oluyorlar. Mesela altyapıdan A takıma çıkan oyuncuların araç alması yasak. Sponsorumuz Audi onlara otomobil sağlıyor. Oyunculara böyle danışmanlık verince onlar da sağlıklı bir hayat sürüyorlar."