Uslu: McIntyre ilk tercihimizdi

Fenerbahçe’nin amatör şubelerden sorumlu asbaşkanı Mahmut Uslu, SLAM’e konuştu.

NTV Spor 19.11.2008 - 12:46
Uslu: McIntyre ilk tercihimizdi

Eski bir antrenör olarak maçları antrenör gözüyle izlemediğini belirten Mahmut Uslu, kendini basketbolu bilen ve anlayan bir yönetici olarak hissettiğini söyledi. Menajerlik sisteminden yakınan Uslu, sistemin mutlaka değişmesi gerektiğini söylerken, menajerlerin oyuncuları yanlış yönlendirdiğinin altını çizdi. Altyapılarını Trabzonspor'a hediye ettiklerini belirten tecrübeli yönetici, NBA'in Avrupa'dan gelen oyunculara bir yetiştirme bedeli ödemesi gerektiğini de vurguladı. Uslu, Marques Green ile ilgili sorulan soruya da ilk tercihlerinin Terrell McIntyre olduğunu söylerken, Hakan Demirel'den gerekli verimi alamadıklarını da sözlerine ekledi. Bu röportajın tamamını SLAM dergisinin Mart sayısında bulabilirsiniz...

SLAM: Fenerbahçe isminin arkasına Ülker ismini eklemek oldukça radikal bir karar oldu. Bu birleşme gerekli miydi?

MAHMUT USLU: Öncelikle herkesin atladığı bir konu var. “Beşiktaş, Galatasaray 3-4 aldı, Fenerbahçe 10 aldı” diye konuşuluyor. Biz kitap okumuyoruz, kolay unutuyoruz. Fenerbahçe'den bir yıl önce Galatasaray ve Beşiktaş anlaşma yapmıştı. Fenerbahçe olarak Avrupa'da başarıyı, Türkiye'de şampiyonluğu hedefliyorduk. Bu birleşme sayesinde Ülkerspor'daki oyuncuların bünyemize dahil olması, hedeflere ulaşmamızda önemli bir artı oldu. Ülkerspor ile birleşerek iki yıl Türkiye liginde şampiyon olduk. Ayrıca üst üste iki yıl da Euroleague'de Top 16 içinde yer almaya başladık.

SLAM: Genelden başlamak gerekirse; Beko Basketbol Ligi'ni nasıl değerlendiriyorsunuz?

MU: Şehir takımları bütçeleri doğrultusunda iyi oyuncular seçiyor. İyi taraftarları ve çalıştırıcıları var. Ekonomik oyuncularla başarılı oluyorlar. Zaten şehirlerde kurulan takımlar ile basketbol daha cazip olacaktır. Böyle olunca Avrupa'da ve Türkiye liginde oynamak yıpratıcı. Efes Pilsen de Avrupa'da yoluna devam etseydi bu bahsettiğim takımlardan yara alabilirdi. Bizim bütçemiz yüksek. Karşımızda oynayan takımlar ise 1-1.5 milyon euro bütçeli takımlar. Yunanistan ve (Siena'yı bir kenara koyarsak) İtalya ligi ile büyük farklılıklar yok. Geçen sezon şampiyonluk için beş takımın adı geçiyordu. Bu sezon Beşiktaş biraz güç kaybetti. Böyle olunca bu sezon 4 tane aday var. Basketbolda her zaman sürprizler olabilir.

SLAM: Kadronuzda önemli Türk oyuncular var. Bu oyunculara NBA yolu açılırsa ne düşünürsünüz?

MU: NBA Avrupa'dan gelen oyunculara bir yetiştirme bedelini ödemelidir. (Örneğin bir milyon dolar gibi) FIBA'nın yaptırım olarak zayıf olması düzeni sağlamakta işleri zorlaştırıyor. Oyuncular da az bir paraya NBA'de oynamak için bu organizasyona dahil oluyor. Halbuki Hidayet, Mehmet gibi oyuncular Türkiye'deki takımlarında belli bir yaşa kadar oynayarak final–four'da başarı kazandıktan sonra gitseler daha iyi olmaz mı? Unutulmamalıdır ki biz ülke olarak Yugoslavya kökenli ülkeler gibi sürekli oyuncu yetiştiren bir konumda değiliz.

SLAM: Böyle olunca bu oyuncuların menajerleriyle ilişkiler ne düzeyde gidiyor?

MU: Menajerler oyuncuları yanlış yönlendiriyorlar. Doğru modeli önce aileler sonra da oyuncular bilmelidir. Bir–iki oyuncu bu düzende başarılı olurken bir sürü oyuncu da yok olup gidiyor. Örnek vermek gerekirse Emre Bayav bizim küçük takımda yer alan bir oyuncumuzdu. Yetenekleri ile kendisinden çok şeyler beklenirken takım takım dolaşarak istenen seviyeye gelemedi.

Bence menajerlik sistemi mutlaka değişmeli. Ersan ve Zaza takımlarına hizmet etmeden gittiler. Diğer yandan İspanya'ya baktığımızda Rudy Fernandez belli bir süre sonunda NBA'ye gitti. Aynı şekilde Ricky Rubio da takımıyla beraber büyüyerek iki sezon daha İspanya'da oynamak istediğini söylemiş. Bizde bu doğrultuda pahalı olsa da uzun süreli anlaşma yapmaya çalışıyoruz. En son Semih ile üç senelik anlaştık.

SLAM: Ülkerspor ile birleşince altyapı oyuncularının bir kısmı da Fenerbahçe'ye dahil oldu. Altyapılarınızın şu andaki yapılanması nasıl oluştu?

MU: Altyapılarımızı Trabzonspor'a hediye ettik. Bizde bu konumda oyuncu kalmadı. Şu anda altyapıdaki oyuncular Fenerbahçe düzeni içinden çıkmış oyuncular. Altyapı çalıştırıcılarımız için aradığımız kriterler öncelikle dürüstlük, daha sonra da kendi kültür ve anlayışımıza uygun olmalarıdır. Serdar Apaydın'ı bu doğrultuda yetiştiriyoruz. Altyapı amacımız şampiyonluklar değil, oyuncu yetiştirilmesidir. Yıldız ve Genç Milli Takımlara verdiğimiz oyuncu sayısıyla da bunu göstermiş oluyoruz.

SLAM: Eski bir antrenör olduğunuz için soruyorum, maçları hangi gözle seyrediyorsunuz?

MU: Antrenör gözüyle izlemiyorum. Fakat basketbolu bilen ve anlayan bir yönetici olarak hissediyorum.

SLAM: Maçı kaybedeceğinizi hissettiğinizde tepkiniz ne oluyor?

MU: Bizim çocuklar ara sıra bu durumlarda sürpriz yapmayı başarıyorlar.

SLAM: Kadroya gelirsek oyun kurucu Marques Green kaçıncı sıradaki tercihinizdi?

MU: Bu pozisyon için evvela iki oyun kurucu almayı düşündük. Sonra Hakan Demirel'i tutup bir guard'da karar kıldık İlk tercihimiz Siena'dan Terrell McIntyre oldu. Oyuncular para olarak nasıl Rusya'ya gitmek için iki misli talep ediyorsa Türkiye'ye gelmek için de %20 üstünü istiyorlar. Diğer düşündüğümüz oyun kurucuları alamayınca İtalya'yı araştırma altına aldık. Bu noktada Avellino takımında 2 sezon başarılı olmuş Green'de karar kıldık. Aslında Euroleague'de oynamak için iki-üç tane oyun kurucuya ihtiyacınız var. Biz ne yazık ki Hakan'dan bu verimi alamadık. Emir ve sakatlıktan çıkmış Serhat bu pozisyonda oynayabilir. Bu arada bir–iki–üç numaralı pozisyonlardaki sakatlıklar da rotasyonun daralmasına neden oldu.

SLAM: Solomon üstüne de çok şey söylendi. Gerçeklik payı ne kadar?

MU: Solomon için yazılan hiçbir şey doğru değil. Kendisi zor bir karakter. NBA hayaline kapıldı. Tarence Kinsey bizim için özellikleri ile daha öncelikli bir oyuncu olacaktı. Ama onu da getiremedik. Taraftar Solomon'u çok seviyor, biz de seviyoruz. Sonuçta Solomon bizim oyuncumuz, gerekirse alırız.

SLAM: Gelinen bu noktada Aydın Örs için nasıl değerlendirme yaparsınız?

MU: Aydın Örs'ün gelişiyle derlenme, toparlanma sürecine girdik. Ayrıca Aydın Örs gelirken paraların zamanında ödenmesi konusundaki kesin tavrı, düzenlerin oluşmasında önemli oldu. Avrupa'da başarılı olmasak da yüzüncü yılımızda şampiyon olduk. İdari kurumsallaşmanın yanında teknik kurumsallaşma adına bütün basketbol şubelerini kendisine bağlamak istedik. Aydın Örs görevde iken oynanan Avrupa kupası maçı olan Napoli maçı bitiminde bunun kararını vermiştik. Sözleşmesi de sezon sonunda bittiği için kendisine bu görevi önerdik. Kendisi kabul etmedi ama iyi bir Fenerbahçeli ve iyi bir kardeşimiz olarak yine beraber olabiliriz.

Röportaj: İhsan Bayülken

Sayfa Yükleniyor...