Sevgili Günlük,
Vodafone İstanbul Maratonu öncesi ilk durağım olan New York'ta 2. günüm...
Bana koşmayı bir iki kelimeyle tanımla deseler ya da koşmak sana ne hissettiriyor diye sorsalar, ''Koşmak her santimetrenin kıymetini bilmek'' yanıtını veririm... Evet itiraf ediyorum bu özlü sözü kendi çapımda yaptığım, sahil yolu, Özgürlük Parkı ve Belgrad Ormanı koşularında ürettim. Limitlerini genişletmek bir önceki seferden, daha hızlı belki daha uzağa koşma çabası beni motive eden... Ve açıkçası biraz da askerlik gibi koşarken düşünmek için çok vaktiniz oluyor...
Ve dün koştuğum parkurlara bir yenisini hatta en keyiflisini ekledim hem de çok özel bir günde... Central Park amatör koşucular için bir mabed ve ben de maraton parkurunun son 5 kilometresini değişik milletlerden yüzlerce binlerce kişi ile geçtim. Bitmesini istemediğim koşulardan biriydi. Belki abarttığımı düşünüyorsunuz ama unutamayacağım bir deneyim yaşadım...
Gerçek işimiz ve gerçek yarış içinse artık son hazırlıklarımızı yapıyoruz. Akreditasyonlarımızı aldıktan sonra rahatladığımızı söyleyebilirim. Banu'nun planlamalarına göre parkur üzerinde finiş noktası dışında görüntülenmesi gereken noktaları tespit ettik. Çok seri, hızlı ve dikkatli hareket etmemiz gerekecek zira ara noktada görüntü alırken finişi kaçırma ihtimali ortaya çıkabilir. New York Maratonu, profesyonel atletler için zor parkurlardan biri olarak kabul ediliyor, finişe gelirken son düzlük öncesi yaklaşık 100 metrelik hafif yokuşun atletlerin son nefesini de aldığı inanışı var.
Gerçi ben o rampayı uçarak geçtim ama... :)
Buranın atletler için en iyi dereceyi geliştirme noktası olmadığı koşu dünyasında kabul görmüş bir gerçek...
Yarın atletler kadar işimiz zor değil ama yine de erken yatıp erken kalkmamız gerekiyor...
Sonrasında ise gözümüzü Vodafone İstanbul Maratonu'na çevireceğiz...
EMEK EGE'NİN MARATON GÜNLÜĞÜ (1. GÜN)