SABAH: BATAN GEMİNİN MALI
Galatasaray 2009-2010 sezonu öncesi 7,5 milyon Euro bonservis bedeli ödeyerek, Manchester City'den aldığı Elano'yu 2,9 milyon Euro karşılığı Santos'a sattı.
SABAH: İSTANBUL SERTİFİKAYI ALDI
(DUYGU LELOĞLU)
Antwerp ve Cardiff ile girdiği yarıştan galip ayrılan ve 2012 yılında Avrupa'nın Spor Başkenti seçilen İstanbul, dün Brüksel'de düzenlenen bir törenle sertifikasını aldı.
MİLLİYET: ÜZÜLMEYELİM, İZLEYELİM!
Yorumcuların, "Barcelona'nın oynadığı futbolsa, bizim oynadığımız ne?" sorusuna yanıtı:
MEHMET DEMİRKOL:
‘Barça'nın oynadığı futbolsa. bizim oynadığımız ne? ‘sorusunu dünya yüzünde sormayan takım, kulüp, ülke yoktur. Bu yüzden kendimizi çok hırpalamaya gerek yok. Bundan önce iyi takımlar vardı, bundan sonra da olacaktır. Ancak bu seviyede başka bir takımı kalan ömrümde izleyeceğimi hiç sanmıyorum. Barcelona artık kendi unsurlarının dahi kolay anlamadığı bir oyun oynuyor. Guardiola sahada olup biten herşeye hakim midir, Xavi, Iniesta ya da Messi ne yaptıklarını analiz edebiliyorlar mıdır, emin değilim. Sanki farkında olmadan bir boyut atladılar, bir organizmaya dönüştüler. Bir vücut oldular ve yürüyorlar. Onları seyrederken üzülmek ya da analiz yapıp ders almaya çalışmak mantıklı gelmiyor. Zevk almak lazım!
UĞUR MELEKE:
Barcelona, Real karşısına tek bir yeni transferle (Villa'yla) çıkıyor, Beşiktaş'ın derbi 11'inde 5 yeni var. Barça son 8 yılda 2 hocayla çalışmış, Galatasaray'sa 9... Barcelona'da Villa atmıyor, Almeria'ya 8 atıyorlar; Messi atmıyor Real'e 5 atıyorlar. Fener'i bir aydır tek başına Alex sırtında taşıyor. Türkiye'de yönetimler kaos, teknik kadrolar kaos, futbolcu listeleri kaos... Barcelona'nın oynadığı futbolsa, Türkiye'de oynanana en fazla “kaosbol” denebilir herhalde.
FABIAN TORRES:
Real Madrid Başkanı Florentino Perezin'in milyonlarca euro harcayarak oluşturduğu takıma, Barcelona, ilk 11'de alt yapıdan gelen 8 oyuncu ile yanıt vererek kazandı. İspanya'da artık şu konuşuluyor: Milyonluk ayaklar sana şampiyonluk için garanti veremez. Türk yöneticiler de umarım bu karşılaşmadan kendilerine bir pay çıkarırlar. Son yıllarda olduğu gibi, milyonlarca lira harcayarak kadrolar oluşturmaya devam ederlerse, onlar da Real Madrid'in durumuna düşer.
FANATİK: BU TAKIMIN 8'İ ALTYAPIDAN
Katalanlar, resmen altyapısının zaferiyle sonuca ulaştı. Real gibi her sene dünyanın parasını harcamadan herkese nasıl futbol oynanırın da bir bakıma dersini verdi. Barça'nın, Los Galacticos önündeki 11'inde Valdes, Pique, Puyol, Busquets, Xavi, İniesta, Pedro ve Messi bonservis bedeli olmadan alttan yetişti. Yani kadro değeri 1.5 milyar Euro'luk takımda sadece Villa (40 milyon), Abidal (15 milyon) ve Alves (30 milyon) için 85 milyon Euro harcandı. Kupaları kazanamadıkça kasasından milyarları çıkartan Real Madrid'e baktığımızda ise durum tam tersi. Başkent temsilcisinin önceki gün sahaya çıkan 11'i, serbest kalma bedelleriyle yaklaşık 2.5 milyar Euro. Takımda alttan gelen tek isim Casillas...
HÜRRİYET: TEPKİ DEĞİL DESTEK GÖRDÜK
(MEHMET ARSLAN)
Karşılaşmanın ardından İspanya'da biraraya geldiğimiz Mesut, El Clasico'yu şu sözlerle değerlendirdi: “İlk golü yedikten sonra gol bulmak için açıldık. Ondan sonra da oyunu tutturamadık. Dolayısıyla bu fark geldi. Barcelona bütün dünyanın bildiği gibi topu hiçbir zaman kaybetmiyor. Buna maalesef önlem alamadık. Elbette bu fark bizi çok üzdü. Ancak artık hafta sonu oynayacağımız Valencia maçını düşünüyoruz.” . Yıldız futbolcuya, “Ezeli rakibinizden 5 gol yedikten sonra Madridlilerden bir tepki aldınız mı?” diye de sorduk. Cevap ise Türkiye'de pek alışık olmadığımız türdendi: “Hayır, hiç bir tepki gelmedi. 2-3 araçlık bir grupla karşılaştık. Onlar da bize ‘Başınızı dik tutun, futbolda olur böyler şeyler' diyerek moral verdiler.,
HÜRRİYET: MOURINHO REAL'İ ÇÖZEMEMİŞ
Real Madrid'in, Barcelona'ya 5-0 yenilmesi Beşiktaş'taki eski Realliler'i de üzdü. Bir dönem Beyaz Şimşekler'i çalıştıran Bernd Schuster, farklı skoru yorumlarken meslektaşı Jose Mourinho'yu eleştirmekten de geri kalmadı. Real Madrid'in başında şampiyonluk yaşayan Schuster, “Real çok sinirli oynadı. Sakin olan taraf kazandı. Messi gibi yeteneği olan bir takım sahaya her zamanavantajlı çıkar. Ama Mourinho Real Madrid'i daha çözememiş. İspanya Ligi bambaşkadır” dedi.
HÜRRİYET: NE DEDİLER?
Hakan Arıkan: Ben en çok Real Madrid kalecisi Casillas'a üzüldüm. Defansının kurbanı oldu. Barcelona oyunu istediği saniye değiştirip topla oynama alanlarını çok iyi kullandı. Böylece peş peşe golleri buldular. Bu futbol karşısında Casillas'ın da yapabileceği bir şey yoktu.
İbrahim Üzülmez: Dünyanın futbol merkezi bence Barcelona. Barcelona'nın önde oynayan 5'lisini kimse durduramadı. Durduramaz da. Bu kadar garanti pas oynayan takım yıkılmaz.Bizde de Sergen varken her an rakip kalede gol pozisyonu yakalıyorduk. Bence Messi gibi futbolcusu olan bir takım kaybetmez.
Fabian Ernst: El Clasico'da tekniklerini 90 dakika boyunca mücadele ile birleştiren bir Barcelona izledik. Bence 5-0'lık skorun sırrı bu. Diğer yanda Real Madrid'e baktığınızda ise, kadrolarında dünyaca ünlü oyuncular var. Ama böylesine bir rakip karşısında fazla bir şey yapamadılar.
Kanat Atkaya: Sadece Türkiye'de değil, futbola meraklı bütün ülkelerde aynı soru işareti belirdi. Dün seyrettiğimiz futbol maçı ise, bize neyi yutturuyorlar. Barcelona'nın oynadığı futbolu bugüne kadar herhangi bir platformda herhangi bir ekipten görmüş değilim. Bunu bu kadar açık söyleyebilirim.
Guti: Çok üzüldüm. Bu kadar fark beklemiyordum. Real Madrid'de organizasyon bozukluğu gözlemledim. Messi, Xavi ve Iniesta gibi teknik kapasitesi üstün oyuncular ağırlıklarını koydular.
BANU YELKOVAN / RADİKAL
“Barcelona sahaya çıktığında üç hedefi vardır: 1- Rakipten daha sportmen takım olmak, daha az faul yapmak, daha fairplay oynamak... 2- İyi futbol oynamaya çalışmak... 3- Kazanmak. Ama asla ilk iki hedef gerçekleşmeden değil. İlk ikisini yaptığınızda, üçüncüsü zaten kendiliğinden gelir. Eninde sonunda...” El Clasico sabahı Joan Despi'deki Barcelona tesislerinde konuştuğum altyapı antrenörlerinden Victor Sanchez'in cümleleri bunlar. Ve ‘Barcelona' derken ayrım yapmıyor. ‘7'ye 7' maç yapan minik takım oyuncularının da, U15'te oynayan gençlerin de, koskoca A takımın da uyması gereken kurallar aynı. Hepsi aynı antrenman tesislerinde, yan yana sahalarda, aynı prensiplerle oynuyorlar futbolu. Maç sonrası Guardiola (buradaki deyişle Pep) galibiyetin takım işi olduğunu söylerken ve takımı, “Scout'ından altyapı antrenörlerine, Cruyff'tan bugüne” diye tanımlarken aynı ruhu hissedebiyorsunuz.
FANATİK: ALEX'İN HAYRAN OLDUĞU ASLAN
Lig TV'de 21 adlı programa konuk olan Fenerbahçe'nin süper yıldızı Alex, “Futbolcu olmak isteyenlere şunu tavsiye ediyorum, önce hayal etsinler. Zico gibi futbolcu olmayı düşledim ve oldum. Belki onun yarısı kadar oynayabiliyorum ama en azından yıldız oldum” dedi. Maç içerisinde hakemlere hiçbir zaman argo ve küfürlü konuşmadığının altını çizen Alex, "Ancak futbol sahada çok da kibar olunacak bir oyun değil. Bazen takım arkadaşlarımızla aramızda maç içerisinde küfürlü konuşmalar olabiliyor" dedi. Parma'da 15 gün sezon başı kampında bulunup, uyum sağlayamadığı için geri döndüğünü açıklayan Alex'in diğer çarpıcı sözleri şöyle: "Kulüp başkanının kızıyla evlenmem herhalde attığım en güzel goldü. Eşimden korkmuyorum ama ona müthiş saygı duyuyorum. Türkçe'yi konuşmayı çok istemiyorum yoksa Samet işsiz kalır. İstanbul'un trafiği hakkında şaka bile yapmaya başladım. Bu kenti çok seviyorum. Çekindiğim değil de en beğendiğim savunma oyuncusu Galatasaraylı Neill. Futbolcu olmasaydım büyük ihtimalle psikoloji okuyup, sonrasında da psikolog olurdum."
VATAN: SORUMLU BEN OLAMAM
(YALIMCAN SARPYEL)
Kötü giden G.Saray'da eleştiri oklarının hedefi olan Georghe Hagi isyanda. Yakın çevresine dert yandı.. “Bu takımı ben kurmadım ki” diye başlayan sözlerini şöyle sürdürdü. “İŞLER iyi gitmiyor bunun ben de farkındayım. Ama bu başarısızlığın sorumlusu ben değilim. Çünkü takımı ben kurmadım. Ne transfer edilen yabancı futbolcuları ben seçtim ne de sezon başı antrenmanlarını ben yaptırdım. 100 üzerinden bakıldığında şu an gücümüz %40.. Ben sadece elimdeki kadroyu en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum.. Üstelik takımın en önemli parçaları Baros ve Arda Turan'ın yokluğunda.. Herkesin morali bozuk.. Yüzler asık.. Bunun ben de farkındayım.”
FANATİK: 2. ŞOK BAROS'TAN
Milan Baros'un, mutsuz olduğu için ara transfer döneminde takımdan ayrılmak istediği iddia edildi. Yaşadığı sakatlık nedeniyle uzun süre formasından uzak kalan Çek forvetin, takımın üst üste aldığı kötü sonuçlar nedeniyle moralinin çok bozuk olduğu öğrenildi. Tecrübeli golcünün bir diğer sıkıntısı da paparazilerin, her dışarı çıktığında kendisini rahatsız etmesi. Baros'un yakın çevresine, “İstanbul'da rahat rahat dıarı çıkamıyorum. Nereye adım atsam peşimde basın ordusu oluyor ve hakkımda asılsız şeyler yazılıyor” diye serzenişte bulunduğu belirtildi. Milan Baros'un ayrılması halinde gideceği adres İspanya olacak gibi görünüyor. La Liga ekiplerinden Sevilla'nın, takımdan ayrılması gündeme gelen Luis Fabiano'nun yerini Baros'la doldurmak istediği öğrenildi. İspanyol temsilcisinin, başarılı oyuncunun menaceri Pavel Paska'yla temasa geçtiği belirtildi. Baros'un bir diğer talibi de bu sezon beklenenin çok üstünde bir performan sergileyen Espanyol. Avrupa Kupaları'nı hedefleyen Espanyol'un transfer listesinin ilk sırasında Çek yıldızın olduğu öğrenildi.
AKŞAM: BAROS'U BİTİRİYORLAR
G.Saray ile Çek Milli Takımı, Milan Baros yüzünden karşı karşıya geldi. Çekler, Sarı-Kırmızılı kulübü Milan Baros'un futbol hayatını bitirmeye teşebbüsle suçladı. Yıldız futbolcunun tam iyileşmeden Beşiktaş derbisinin son 18 dakikada oyuna alınması sonrası çıldıran Milli Takım doktoru Petr Krejci'nin 'Milan Baros'un sakat sakat oynatılması ihanettir' açıklamasını yapmasının hemen ardından Çek golcünün yeniden sakatlandığı ortaya çıktı. G.Saray resmi internet sitesinden Baros'un Beşiktaş maçında sağ arka adalesinde birinci derecede zorlanma meydana geldiğini ve tedavisine başlandığını itiraf etti.
FANATİK: GALATASARAY'A SON MODEL BENTLEY
Ara transfer döneminde kadrosuna önemli takviyeler yapmayı planlayan Galatasaray'ın, Tottenham'ın İngiliz oyuncusu David Bentley'le ilgilendiği iddia edildi. İngiliz basınında çıkan haberlere göre Sarı-Kırmızılılar, 2008 yılında 22 milyon Euro'ya (44 milyon TL) Tottenham'a transfer olan 26 yaşındaki oyuncu için girişimlere başladı. Bu sezon önemli transferler yapan Tottenham'da Bentley, menacer Harry Redknapp'in gözünden düştü ve sadece 3 maçta forma giyebildi. Galatasaray'ın bu oyuncu için Tottenham'a yapacağı ilk teklif, sezon sonuna kadar kiralamak olacak. Eğer kiralama çabaları sonuç vermezse, bonsveris için pazarlıklar başlayacak. Bentley'nin de Galatasaray'a gelmeye sıcak baktığı ve Kewell'ın başarılı oyuncuyu Cim Bom'a davet ettiği öğrenildi. David Bentley, sürati, kolay adam eksiltmesi ve yüksek tekniğiyle dikat çekerken, uzaktan çektiği etkili şutlarla tanınıyor.
SABAH: 3 YABANCININ GİTMESİ MUHTEMEL
(HAFTANIN DEĞERLENDİRMESİ-RIDVAN DİLMEN)
...Aykut Kocaman'la bu konuda hiç konuşmadım ama, hem Kocaman tarafından hem de Andre Santos tarafından baktığımızda Fenerbahçe-Santos ilişkisinin bittiğini düşünüyorum. Eğer takım, ilk yarı sonunda 'Şampiyonluk yarışında ben de varım' derse, en az 2 hatta 3 yabancı oyuncunun gitmesi muhtemeldir. Santos'un yanına, Bilica ve son haftalardaki performansını saymazsak Cristian'ı da ekleyebiliriz.
HÜRRİYET: VEDA MEKTUBU GİBİ
Beşiktaş'ta teknik direktör Schuster'le yıldızı bir türlü barışmayan Fatih Tekke, “Ne yaptıysam gözüne giremedim. O bu takımın başında olduğu sürece oynayamayacağım” sözleriyle adeta veda sinyali verdi. Sivasspor maçının devre arasında tartıştığı Alman hocanın gözünden düşen ve daha sonraki karşılaşmalarda kadroya giremeyen tecrübeli golcü, “Malum olayın ardından hocamız hatalı olduğunu kabul ederek benden özür diledi. O olayda ben hatalı olsam hocamdan bin defa özür diler, elini öperdim. Bu konunun kapandığını sanıyordum. Geldiğimiz noktaya inanamıyorum. Sanıyorum Schuster takımın başında olduğu sürece Beşiktaş'ta oynayamayacağım. Kendimi terk edilmiş ve dışlanmış hissediyorum. Şu an büyük düş kırıklığı yaşıyorum.” diyerek içinde bulunduğu durumu özetledi.
HÜRRİYET: JAJA'NIN DEĞERİ 15 MİLYON EURO
Trabzonspor Genel Saymanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Aksu, “Her an bir yabancı transfer edebiliriz” derken, 4,5 milyon Euro'ya transfer ettikleri Brezilyalı golcüleri Jaja'nın da satışfiyatını açıkladı; 15 milyon Euro! Radyospor'a konuşan Aksu, Gabric ve Tjikuzu tansferlerini başarısız olarak değerlendirirken, “Teofilo olayından sonra bir forvet arayışına girdik. Emenike, gündemimizde yok. Kesinlikle Türkiye'den devre arasında transfer yapmayacağız. Ancak yurt dışından her an transfer yapabiliriz” dedi.
AKŞAM: ERKEKSEN ÇIK KARŞIMA
AVNİ BAŞOĞLU: İlk basketini hatırlıyor musun?
Diana Taurasi: Evimizin duvarındaki potaya tabii. Çocukluğumda da sadece basketbol oynardım. Sadece basketbola odaklandım. Topla yatıp, topla kalkıyordum. Odamda bile top sektirirdim. Bazen annem, gürültüden dayanamaz hale gelir -Kızım yeter, kafamız şişti- diye sitem ederdi.'
-Bir de Michael Jordan 'la ilginç bir anınız var...
-Evet... Evet... Maçlarda 50 küsür sayılar attım ve 3047 sayıya ulaştım. Santa Barbara'da bir basketbol kampına katıldım. Orada, Michael Jordan'la tanıştım. Rüya gibiydi! İmza için yanına gittiğimde, Jordan, 'Oldukça iyi olduğunu duydum' deyince 'Hadi, dışarı çıkıp, oynayalım. Gözlerinle gör' dedim. Zaten, öğrenciyken idolüm olan Magic Johnson ile karşılıklı maç yapma fırsatı da bulmuştum. O yıllarda bile, kendime güvenirdim.
-İstanbul'da nasıl yaşıyorsun? Alışabildin mi? İnsanlara, yemeklere falan...
-Alışmak mı? Hiç yadırgamadım. Süper yaşıyorum. Burada hayat var. Enerji var. Yemeklere gelince... Türk tatlıları beni mest ediyor.
HABERTÜRK: TFF EL KOYDU, FİFA EL ÇEKTİ
(TAHİR KUM)
Türkiye lisanaslı lisanssız menajer gündemiyle çalkalanırken Mart ayında yapacağı menajerlik sınavını iptal eden FIFA, bundan böyle transfer işlerine karışmayacak. ...FIFA bu konuyla ilgili yeni bir talimatname hazırlamaya başladı. Hazırlanan taslak metin Mayıs ayında yapılacak FIFA genel kurulunda ele alınacak. Kabul görmesi halinde “FIFA lisanslı menajer” kavramı tarihe karışacak. Menajerlerin yüzde 10 olan payını yüzde 3'e düşüren taslağa göre transferin tarafları olan futbolcu ve teknik adamlar ülke federasyonlarının belirledikleri kriterlere uygun olan isimlerle çalışacak. FIFA artık bu konudaki uyuşmazlıklara kesinlikle karışmayacak.
TANIL BORA / RADİKAL
Cenk, yediği hatalı golün üstesinden geleceğini söylerken Nietzsche'den delil getirdi, onun ‘Unutan iyileşir' sözüne atıfta bulundu. Nietzsche'den dem vuran futbolcuya biz kurban oluruz! Lâkin Nietzsche şunu da demişti: “Unutmak istediğinizde, unutamazsınız.” Cenk bilmesin bunu. Veya işte, unutsun!
AKŞAM: KAZIM'DAN GERÇEK GİYSİLER
Fenerbahçe'nin hırçın çocuğu Colin Kazım, moda sektörüne de el attı. Yıldız oyuncu, 'Gerçek insanlar tarafından gerçek insanlar için gerçek giysiler' sloganıyla ürünlerini pazarlıyor.