MİLLİYET: ‘SABIRLA KAZANDIK'
Kayserispor, Beşiktaş'i (1-0) yenip puanını 20'ye yükselterek, Teknik Direktör Şota Arveladze yönetiminde lig tarihinin en iyi 9. hafta performansına imza attı. Gürcü teknik adam maç sonrası sabırlı oynayarak emeklerinin karşılığını aldıklarını söyledi. Galibiyeti hak ettiklerini kaydeden Şota, "Zor bir maçtı. Futbolcularıma sabırlı olmalarını söylemiştim. 90 dakika sabırlı oynadık. Kaliteli bir takımla mücadele ettik. Oyunun sonuna kadar mücadeleyi bırakmadık ve kazandık. En sevdiğim skor 1-0'dır. Futbolcularımı tebrik ediyorum Hak ettiğimiz 3 puanı aldık" ifadelerini kullandı.
METİN TEKİN / SABAH
Schuster'e özellikle Holosko varken niye Onur seçimi yaptığını sorabiliriz. Nihat Kahveci'yse çok etkisiz oyunuyla bir kez daha ilk 11 şansını çok kötü kullandı. Bir de Schuster'in Holosko varken uzun süre oynamayan Fatih'i daha önce kullanması bana göre bir değişiklik yanlışıydı. Guti'yi ise 90 dakikanın bir bölümünde kullanmayı planlıyordu ki bu da son 30 dakika oldu. Fakat fiziki görüntüsüyle hazır olmayan ve başarılı olmaktan uzak bir Guti vardı sahada.
ALİ GÜLTİKEN / HABERTÜRK
(Schuster'in) oyuncularını tam olarak tanıyıp tanımadığını ve neler yapıp yapamayacaklarını sorgulaması gerekiyor. Ayrıca Türkiye Ligi'ni bununla birlikte rakipleri hakkında da yeterince bilgi sahibi olup olmadığını değerlendirmesinde yarar var. Bazen aşırı güven veya bilmemeden kaynaklanan fazla cesaret insanları tıpkı dünkü maçta olduğu gibi ciddi hayal kırıklığına uğratabilir.
GÜNTEKİN ONAY / VATAN
Schuster geldiğinden beri en tedirgin Beşiktaş'ı izledik. Ofansif aksiyonların en az yaşandığı, pozisyonların kısır olduğu bir maç. Beşiktaş'ın tedirginliği ve yaratıcılıktan uzak futbolunun yanında Kayseri'nin sabırlı, kontrollü oyunu, hatta ‘sıfır risk' anlayışı da maçı sıkıcı hale getirdi. İ.Üzülmez 37 yaşında ve üst üste gelen yüksek tempolu maçları kaldıramıyor. İsmail'in neden oynatılmadığı burada sorgulanabilir. Beşiktaş ilk kez fiziksel açıdan da bu kadar rakibin gerisinde kaldı.
HAKAN ÜNSAL / HÜRRİYET
Artık daha tecrübeli, daha sakin ve daha olgun. Son teknik adamlık tecrübesinde çabuk reaksiyon gösteriyordu ve sinirliydi. Şimdi ise ne yaptığını, hatalarını bilen, kendinden emin ve sorunlarını çözmüş bir Hagi var. Galatasaray'ın değerlerini, isteklerini ve sorunlarını biliyor. Hagi'nin bazı özellikleri Galatasaray ve Türk futbolu ile örtüştüğü için başarılı olması muhtemel. Detaycıdır. Ciddidir. Disiplinlidir. Hırslıdır. Bunlar Hagi'nin kendine artıları idi. Bir de bu dönemden sonra G.Saray'a katacağı artılar olacaktır. Mücadelesi ön planda olan bir G.Saray olacak. Maçların 2. yarılarında oyundan düşmeyen G.Saray gelecek. Sistemi olan, uygulayan ve ne oynadığı belli bir G.Saray görünecek. Her maçı ayrı düşünen, her maça farklı hazırlanmış G.Saray izlenecek. Antremanda zevk alan, dolayısıyla maçta da zevk alan ve veren bir G.Saray çıkacak.
BİLAL MEŞE / MİLLİYET
Neymiş efendim Schuster, Beşiktaş'a iyi futbol oynatıyormuş... Hatta Alman hocanın bu anlamda devrim yaptığını savunanlar bile var! Geçin efendim, geçin bunları! Hangi devrimden, hangi iyi futboldan söz ediyorsunuz? Tabii ki iyi futbol önemli, ancaak asıl olan skordur. Beşiktaş asla iyi futbol oynamıyor, oynamadığı gibi aldığı skorlar ortada. Özet mi? Dokuzuncu hafta, liderle arasındaki puan farkı ona çıktı!
Kapanır mı, kapanmaz mı? Üç puanlık sistemde kapanabilir. Ama Schuster'le değil!
ATTİLA GÖKÇE / MİLLİYET
Schuster'in bu aksak, dağınık verimsiz ve edilgen oyun karşısındaki sabrına şaşırıyorum. Beşiktaş'ın lidersiz ve kimliksiz hali sıkıntı veriyor... Takım sıradanlaşıyor... Galiba Schuster de bu duruma alışıyor!
ALİ SAMİ ALKIŞ / STAR
Onur'du, Necip'di filan derken; orta sahayı kreşe çevirmek, Beşiktaş'ın başını fena yakacaktı... Aslında her ikisi de kötü değildi ama; henüz hazırlık sınıfında okuyanları mezunlardan saymayın. Çünkü bir şeyler eksik kalıyor.
SERGEN YALÇIN / FANATİK
Beşiktaş son haftalarda kaybetmeye alışmıştı. Beşiktaş'ın oynadığı oyun hiçbir şekilde kazanmayı hak edecek bir oyun değildi. Özellikle orta saha ve hücum hattında Beşiktaşlı oyuncuların kaybettiği toplar ve defans oyuncularının yaptığı hatalar Beşiktaş'a maçı kaybettirdi. Beşiktaş ofsayt diye durakladığı bir anda golü yiyerek ligde beklemediği bir duruma geriledi. Böyle zor bir deplasmanda Onur ve Nihat ile başlamak Schuster'in yaptığı en büyük hataydı bence. Beşiktaş hemen hemen 90 dakikalık bölümde oyun kurmakta çok zorlandı ve özellikle orta saha ve hücumdaki oyuncuları topla buluşturamadılar. Ben tam olarak Beşiktaş'ın ne oynamaya çalıştığını anlayamadım. Herhalde Schuster de ne oynatmaya çalıştığını anlamamıştır. Schuster hala Türkiye ligini anlamış değil. Burada futbolun nasıl oynandığını anlamış değil. Ve böyle giderse anlaması da zor olacak.
ALİ ECE / AKŞAM
Form geçi, klas kalıcıdır ama klas bu kadar ağır sakatlıklarla paslanıp bu kadar yüksek bonservis bedeli+maaşla şişirilince iki yıl önce Euro 2008'de dünyanın en iyi kalecisi Petr Cech'e kramponunu ters giydiren Nihat'ın kötü bir taklidi ortaya çıkıyor. İlk geldiğinde sürekli form grafiğinde çıkış yapmasını beklerken şimdilerde ilk 11'den çıkışını beklediğimiz Nihat takım yerine kendisi için yırtınınca olay futboldan çıkıyor Marcel Proust'un 'Kayıp Zamanın Peşinde' romanına dönüyor, hatta bazen 'Yaprak Dökümü' kadar iç karartıyor!
FEYYAZ UÇAR / HÜRRİYET
Fatih Tekke ile Guti'nin girişi Beşiktaş'a hava getirse bile yetmedi. Holosko sanırız beraberlik kurtarmak, vakit geçirmek için oyuna alındı. Ama nafile. Beşiktaş, sezon başındaki görünütüsünden çok uzak. HD kalitesini ararken, görüntü kayboldu. Kayıp aranıyor!
PASCAL NOUMA / FOTOMAÇ
Schuster, oyuna elindeki sakat futbolcuları kullanmayarak temkinli başlamayı seçti. Tabii bunda Guti, Holosko ve Fatih Tekke gibi yıldız futbolcuların yedek kulübesinde oturmasının nedeni büyük. Beşiktaş'ın sahada yapabileceklerini kısıtladı. Futbolcuların bu açığı kapatması içindaha fazla mücadele etmesi gerekiyordu. Bu mücadeleyi ben sahada göremedim. Artık Beşiktaş'ın defasın arkasına atılan toplara kesinlikle bir çare bulması gerekiyor.Son dört maçını kaybeden Beşiktaş'ta tehlike çanları çalmaya başladı. Eğer bu tablo devam ederse, devre arası gelmeden lige havlu atılması işten bile değil.
AKŞAM: YAKTIN BİZİ KAMİL
Schuster ile Real Madrid'den de öğrencisi olan Guti, Kayserispor mağlubiyetinin ardından Mustafa Kamil Abitoğlu'na ateş püskürdü. Alman teknik adam, Kayseri'de oynamanın çok zor olduğunu belirtirken, 'Hem Kayserispor'a hem de hakeme karşı oynuyorsunuz' diye konuştu. İspanyol yıldız ise yedikleri golde oyunda ikinci bir topun olduğunu hatırlattı ve, 'Sadece rakiple değil hakemlerle de mücadele ediyoruz. Sahada iki tane top olmasına rağmen devam ettiren, gol atıldıktan sonra topu dışarı attıran hakem var' şeklinde isyan etti.
STAR: YÜZÜNE BAKMADI
68. dakikada oyundan alınan Nihat, Schuster'i es geçip kulübeye gitti. Beşiktaş'ın milli futbolcusu, kötü bir performans ortaya koymasına karşın kenara alınınca hocasına tavır koydu. Nihat maçı “Her şeyi yapamadık. Pozisyonları değerlendiremedik” diyerek yorumladı
SABAH: ARDA, MANİSASPOR MAÇINDA, MİLAN BAROS BU HAFTA SAHADA
G.Saray'ın hücum hattındaki en önemli iki silahı Arda ve Baros'tan iyi haber var. Ameliyatı sonrası geçen hafta düz koşulara başlayan Arda, ligin 12. haftasında oynanacak olan Manisaspor maçına yetişecek. Kasım ayının ortasında formasına kavuşacak olan G.Saray kaptanı, Manisa maçında 45 dakika forma giyecek ve 13. haftadaki Kayserispor deplasmanına ilk 11'de çıkacak. Arka adalesindeki kanama yüzünden derbiyi kaçıran Baros ise bugün yapılacak kontrolün ardından takımla çalışmalara başlayacak. Çek yıldızın, Antalyaspor maçında ilk 18'de olacağı ancak teknik heyetin Baros'u Trabzonspor deplasmanına saklayacağı da gelen haberler arasında.
HÜRRİYET: BU BAŞARIDA HERKESİN PAYI VAR
Rumen teknik adam (Hagi), Kadıköy'deki zorlu karşılaşmada performansları ile öne çıkan Elano Blumerve Pino için, “Burada önemli olan Elano, Pino ya da Misimovic değil. İsimler değil, takım olarak herkes üzerine düşen görevi yaptı. Bunun karşılığı 3 puan olsaydı, daha güzel olurdu. Bu böyle bilinmeli. 1 puana sevinmek yerine üzülmeliyiz” dedi. Kamuoyunda Ankaragücü maçı nedeniyle bazı futbolcuların kadro dışı kalacağı yolundaki iddialar hakkında yorum yapmaktan kaçınan teknik direktör Gheorghe Hagi, “Yeni bir sayfa açtık. Artık Galatasaray'a yakışır şekilde mücadele eden bir takım oluşturma peşindeyiz. Benim bu konudaki fikrim elbette bellidir. Biz takım olarak başarıya gideriz. Daha çok yolumuz var. Bu takım her geçen gün daha iyiye gidecektir” diye konuştu.
STAR: 5 KEZ İSTİFAMI VERDİM BAŞKAN KABUL ETMEDİ
Hoca arayışları sırasında ismi spekülasyonlara konu olan Sportif AŞ Genel Müdürü Adnan Sezgin içini döktü. Sezgin, “Belge olmadan, bilgi olmadan acımasızca eleştiriyorlar. Ben Galatasaray için gecemi gündüzüme katıyorum. Başkan Polat bunu bildiği için bana destek veriyor. Kulübe zarar gelmesin diye 5 kez istifa ettim. Ama başkan her seferinde geri çevirdi. Demek ki kafamız uyuşuyor” dedi.
VATAN: 'ŞİMDİYE KADAR DERBİLERİ KAZANDIK DA NE OLDU?'
(ALİ CAN)
Derbinin bitiminde soyunma odasına inen Aziz Yıldırım, Kocaman'a böyle moral verdi: “Kaç sezondur bütün derbileri kazandık da ne oldu? Kendi evimizde garip garip yenilgilerle şampiyonluğu kaybettik. Şu an iyi yoldayız, böyle devam edelim.”
MİLLİYET: BU İKİLİ BOZULMAZ
Fenerbahçe Yönetimi, Lugano ile müthiş bir uyum yakalayan ve kısa sürede taraftarın sevgilisi olan Yobo'nun bonservisini almak için devre arasında Everton'un kapısını çalacak. Nijeryalı oyuncunun da bu girişime yeşil ışık yaktığı bildirildi
HÜRRİYET: FENERBAHÇE CHELSEA GİBİ BÜYÜDÜ
(AHMET ERCANLAR)
- Seninle ilgili çıkan hastalık haberleri Fenerbahçelileri çok üzdü. Neydi durumun?
Jes Högh: Olay 2007'nin Ocak ayında oldu. Beyin kanaması geçirdim. Bu durumu Türkiye'den sadece Volkan Ballı ve Metin Şen gibi yakın dostlarım biliyordu. Yaklaşık 6 ay hastanede kaldım. Oldukça uzun bir süreçti. Hiç konuşamadım. Sadece “Evet” ya da “Hayır” diyebiliyordum. Artık gördüğün gibi iyiyim.Fenerbahçe taraftarlarından çok fazla mesaj geldi. İnanılmaz bir sevgi ve ilgi oldu bana.
- O günlerden, bugüne F.Bahçe'de ne gibi değişiklikler gördün?
-Fenerbahçe mükemmel tesislere sahip olmuş. Stat muhteşem. Seyirci baskısının artması en büyük farklılıklar. Kulüp çok büyümüş. Fenerium gibi, stat gibi, antrenman tesisleri gibi yatırımlar göze çarpıyor. Bu gelişimi doğal büyüme olarak görüyorum. Aynı şeyi Chelsea için de söyleyebilirim. Fenerbahçe de bu dönem Chelsea gibi büyüdü ve gelişti.
- F.Bahçe nasıldı. Şampiyon olabilirler mi?
-Fenerbahçe'nin bu sene şampiyonluğunu kazanacağına pek ihtimal vermiyorum. Galatasaray derbisindeki performansına göre bunu söylüyorum. Derbideki takımın işi çok zor. Bu tarz maçlarda oyuncuların yüzde yüz performans sergilemesi gerekir. Herşeye rağmen yarışta Fenerbahçe de sonuna kadar iddialı olacaktır.
STAR: ÖZİL MERKEL'İ ÇERÇEVELETTİ
Alman Milli Takımı'nın Türk asıllı yıldızı Mesut Özil'in, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile soyunma odasında çekilen fotoğrafını duvarına asmak istediği bildirildi. Bild gazetesinde, “Özil, Merkel'i duvarına asıyor'' başlığıyla verilen haberde, Mesut'un bu fotoğraflardan 2 adet istediği belirtildi. Türkiye ile oynanan maçtan sonra 3-0'lık zaferin mutluluğuyla soyunma odasına inip Mesut'u tebrik eden Merkel'in bu tarihi ziyareti artık duvarları süsleyecek. Alman federasyonundan Merkel'le çekilen fotoğraflarından isteyen gurbetçi yıldız, bunları çerçeveletip İspanya ve Almanya'daki evlerinin duvarına asacak.
HÜRRİYET: İMZA NEW YORK'TA, ŞOV İNÖNÜ'DE
Beşiktaşlılara müjdeyi, siyah beyazlı kulübün basketboldan şubesinden sorumlu yöneticisi Şeref Yalçın verdi. Yalçın, Iverson transferi için perşembe günü ABD'ye gideceğini, yıldız basketbolcunun isteği üzerine cuma günü medya önünde sözleşme imzalayacaklarını ifade ederken, “Yaptığımız anlaşma 1+1 yıllık olacak. İlk yıl için 1,5 milyon dolar olarak anlaşmaya vardık. Türkiye'ye gelip sağlık kontrolünden geçtikten sonra da 300 bin dolar daha peşin ödeme yapacağız. Yani Iverson'un bize mailiyeti yaklaşık 2 milyon dolar civarında olacak” dedi. Ünlü basketbolcu için bir tören de İstanbul'da düzenleyeceklerini ifade eden Şeref Yalçın, “Tıpkı Quaresma ve Guti'de olduğu gibi taraftarımızın önünde bir tören olacak. Bu tören, İstanbul dönüşü, daha sonra kararlaştıracağımız bir gün gerçekleşeck” diye konuştu.
HÜRRİYET: GREV YAPAN BASKETÇİLERE POLİS DAYAĞI
Yunanistan Basketbol Birinci Ligi'nde, grev kararı alan PSAK'ın (Yunanistan Oyuncular Birliği), Atina'da önceki gün oynanan Panathinaikos- PAOK maçını engelleme girişimi polisin müdahalesi nedeniyle amacına ulaşamadı. Karşılaşma öncesi salona gelerek sandalyelerle sahanın ortasına oturan grevci basketbolcular, polis zoruyla salondan çıkarıldı. Başkanlığını ünlü basketbolcu Lazaros Papadopoulos'un yaptığı PSAK, yabancı oyunculara çok fazla prim tanınması ve sosyal haklarının garanti altına alınmaması nedeniyle geçtiğimiz günlerde grev kararı almıştı.
MİLLİYET: BUZDA MİLLİ UTANÇ!
İskoçya'da yapılan Avrupa Şampiyonası'na katılan, kamp dönemiyle birlikte yaklaşık bir ay bu ülkede kalan Curling Milli Takımının adı tecavüz suçlamasından, kumar oynama, yangın çıkarma ve çılgın gecelere kadar birçok skandala karıştı. İskoçya'da Erkek Milli Takımı adına yaşanan ve polis kayıtlarına geçen en büyük skandal, yaşı küçük kıza tecavüz girişimiydi. Milli takım sporcularının evde düzenledikleri eğlenceye davetli olarak katılan İskoç bir kızın annesi polise başvurup kızının zorla ilişkiye zorlandığı iddiasında bulundu. Olayda adı geçen milli sporcuyu tutuklama kararıyla göz altına alan İskoç polisi, iddiaya göre kızın ve annesinin ücret karşılığı şikayetini geri almasıyla kurtuldu ve apar topar Türkiye'ye gönderildi. Aynı partiye katılan federasyon yöneticisinin oğlunun ise kadro dışı bırakılmadığı ortaya çıktı. Buz Pateni Federasyon Başkanı Fahrettin Kandemir, Curling Milli Takımı'nın İskoçya'da neden olduğu skandalları basın yoluyla öğrendiğini bu nedenle araştırma yapmadan açıklama yapmasının da yanlış olacağını söyledi.