HABERTÜRK: HAGİYATMAZ
Fenerbahçe, herkesin fark yapmasını beklediği derbide Galatasaray'ın elinden zor kurtuldu (0-0). Aslan, ‘efsane' Hagi yönetiminde çıktığı ilk maçta Kanarya'ya 10 sezon sonra Kadıköy'de yenilmedi.
FANATİK: YİNE SERTLİKTEN YAKINDI
Trabzonspor karşısında mağlup olan, Beşiktaş'la evinde berabere kalan Aykut Kocaman'lı Fenerbahçe, Galatasaray'ı da deviremedi. Sahaya ofansif bir kadroyla çıktıklarını belirten Kocaman, özellikle ilk yarıda rakibin bağlantılarını kestiğini ve kendi oyununu kabul ettirdiğini söyledi. Genç teknik adam, ikinci devrede daha etkili oynadıklarını ancak yine üretken olamadıklarını belirtti. Kocaman, derbileri kazanmaktan ziyade, şampiyonluğa giden yolun diğer takımları yenmekten geçtiğini söyledi. Başarılı teknik adam, Konya maçından sonra rakibin sertliğinden yakınmış ve Ziya Doğan'ın tepkisini çekmişti. Aykut Kocaman, derbinin ardından da, “Rakipler Fenerbahçe'yi durdurmanın yöntemi olarak, sertliği aşan futbolu görüyor” dedi.
HÜRRİYET: BÜYÜYÜ BOZAN ADAM
Takımının potansiyelinin iyi olduğunu bildiğini ve bu yüzden Türkiye'ye döndüğünü ifade eden Rumen teknik adam, “Buraya kazanmaya gelmiştik. Çünkü biz G.Sarayız. İki gün içinde yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Zaten bu sürede değiştirebileceğimiz çok az şey var. Hak ettiğimiz 3 puanı alamadık. Eğer galip gelseydik her şey daha güzel olurdu. Buraya tek maç için değil, uzun bir süre için geldiğimi söyledim oyuncularıma. Bu inancı aşılamaya çalıştım. Maçtan sonra takımdaki oyuncularımın hepsini tebrik ettim” dedi. Basın toplantısında Rijkaard'ın şans vermediği Elano ile ilgili soruya, “O daha fazlasını verebilecek bir oyuncu” karşılığını veren Hagi, şöyle devam etti: “Maça iyi başladı. Onun çok iyi bir oyuncu olduğunu herkes biliyor. Takıma çok faydalı olacaktır.” F.Bahçe takımını ne kadar tanıdığının sorulması üzerine, “Ben futbolu çok iyi tanıyorum. Futbol benim hayatımdır” yanıtını veren Hagi, “İki gün içinde Tugay hocayla birlikte, Florya'daki analistlerle birlikte çalıştık. İki gün içinde yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Bugün 3 puanla ayrılsaydık daha güzel olurdu” dedi.
HASAN ŞAŞ / HABERTÜRK
Sarı-Kırmızılı oyuncular bu maçta başarılı oldu. Bu beraberliği Galatasaray'i ligde tutabilecek bir olgu olarak görüyorum. Ancak halen lider Bursa'nın 10 puan gerisinde olduklarını unutmamalılar.
HALİL ÖZER / HABERTÜRK
Eğer Arda ve Baros olsaydı bu maç böyle bitmezdi. Belki fazla iddialı olacak ama Galatasaray muhtemelen bu maçı kaybederdi. Çünkü Hagi'nin dün ayağını yorgana göre uzatarak oynadığı sistem bu iki oyuncuya pek uymazdı. Aykut hocanın oyunu okuyamama özelliği bu maçta yine ortaya çıktı. Ezberle olmuyor bu iş. Rakip Fenerbahçe'yi kilitliyorsa Aykut hocanın umudu bazı futbolcuların kişisel yeteneklerini göstermesini beklemek oluyor.
HAKAN ÜNSAL / HÜRRİYET
Risk ne kadarsa, dönüşü de o kadar büyük olur. Hagi, Fenerbahçe maçlarının havası ile kendi takımının durumunu birleştirince, akıllı ve mantıklı bir kadroyla sahaya çıktı. Eldeki kadroyla olabilecek ancak buydu. İşte fark burada. Derbide Rijkaard olsa bambaşka bir dizilişle ve oyuncularla oynar, Galatasaray ne bu kadar mücadele eder; ne de bu kadar pozisyona girerdi. Günün şartlarına ve durumuna uygun kadro çıkarmak ancak akıllı ve işi bilen teknik adamlara mahsustur.
İSMET TONGO / FOTOMAÇ
Dünyaca ünlü hocamız, "İnadım inat" dedi, bazı isimleri yedeğe çekti, bazılarını ters tarafta oynattı. Hiç kimseyi dinlemedi ve bu yüzden uçup giden puanların sorumlusu oldu. Ama ne oldu? Hagi ile Tugay geldi, onun harcadığı adamları takıma koydu ve onlar da görevlerini yaptı.
UĞUR MELEKE / MİLLİYET
Galatasaray, (Elano ve Misimoviç'in çizgiye çok yakın oynamaları nedeniyle 4-3-2-1 değil) Rijkaard'ın düzeniyle (4-3-3'le) mücadele etti. Hagi'nin çıkardığı 11'e bakınca Rijkaard'ın muhtemel 11'inden de büyük farklar içermiyordu, Insua/Hakan ve Batdal/Elano tercihlerinin skora doğrudan tesir ettiğini söylemek zor. Ama Rijkaard'ın düzeni ve Rijkaard'ın oyuncuları, kenarda Rijkaard olmayınca bambaşka bir performans gösterdiler sahada. Bu enteresan performans artışı da aklıma şu iddiayı getirdi: “Geçen hafta basın toplantısında Lig TV muhabiri arkadaşımız, Rijkaard'a F.Bahçe maçını sorduğunda; Hollandalı Hoca sualin oyunculara yöneltilmesini söylemiş. Ama yardımcısı Yücedağ bu cümleyi çevirisinde es geçmiş”. Anlaşılan Rijkaard haklıymış. Bu maçı gerçekten oyunculara sormak gerekiyormuş...
RIDVAN DİLMEN / MİLLİYET
Hagi, öncelikle orta sahayı kalabalık tutup, Fenerbahçe'nin merkezde sadece Mehmet Topuz ve Emre Belözoğlu'yla kalmasından yararlanmak ve bu bölgede fazla adamla bulunmak istiyordu. Burada Dia ile Stoch, çok çizgide kalınca, Hagi de ilk yarıda istediğine ulaştı. Fenerbahçe takımı, çok arzulu ama yaratıcı değildi. Organize de değildi. Mehmet Topuz ve Emre Belözoğlu'na oyun içinde çok yük bindi.
Galatasaray'ın maç öncesi planları özellikle ilk yarıda, orta saha kalabalığının dışında, Fenerbahçe savunmasının arkasına atılan toplarla da amacına ulaştı.Elano'nun paslarında Pino pozisyonlar buldu. Bireysel anlamda Fenerbahçe'de Mehmet Topuz ve Mamadou Niang'ı beğendim.
AHMET ÇAKIR / ZAMAN
Peki, ne olmuştu da birkaç gün içinde herşey bu kadar değişebilmişti? Elbette ki Hagi'nin Cim Bom'a, kişiliğine uygun bir futbol oynatması bunda temel etkendi. Neill'in savunmaya getirdiği denge de önemliydi. Hagi'nin bir sürprizi de Elano oldu. Özellikle Arda'nın olmadığı dönemde Brezilyalı yıldızdan yararlanmamak, eski teknik direktörün tuhaflıklarından biriydi. Elano hücumda çok etkili görünmese de korkulacak bir adamdı; üstelik, F.Bahçe'nin soldan gelmesini önlemek gibi yabana atılmayacak bir işe yardımcı oldu.
ALİ ECE / AKŞAM
Rijkaard'ın sistemine uymayan ya da uymak istemeyen birçok oyuncu, asıl işlerinin sistem-teknik direktör seçmek değil de Galatasaray için oynamak olduklarını hatırladılar. O zaman da derbiye kadar Galatasaray'ın son 20 yılın en kötü sezonunu yaşıyor olması ya da Fenerbahçe'nin rakibine göre maç başına 2 katı gol atması maçın kaderini çok fazla etkilemedi. Neill-Niang ve Pino-Yobo mücadeleleri maçın genelinden daha zevkliydi! 2004-05'te de Lucescuvari bir alan savunmasını başarıyla uygulatan Hagi, Aykut Kocaman'ın ideal futbolunun kilit adamları Stoch ve Dia'yı da aynı stratejiyle durdurmayı başardı.
SERGEN YALÇIN / FANATİK
Kadro olarak kağıt üzerinde Fenerbahçe'nin üstün gözüktüğü karşılaşmada, ‘Galatasaray, Fenerbahçe'den daha çok pozisyona girdi' desek yanlış olmaz. Ancak bu noktada Kocaman'ın Alex tercihi de çok önemliydi. Çünkü Alex'in tek artısı yoktu, takımını 10 kişi bıraktı. Tecrübeli olabilir, ama derbide gerçekten etkisizdi.
HAKAN CAN / FANATİK
Elano ve Pino'nun ekstra performansı neredeyse maç öncesi yenileceğine emin olduğumuz Galatasaray'a maçı kazandıracaktı. Peşin favori Fenerbahçe, Niang'ın olağanüstü performansının dışında sıradan gözükürken kazanılan puanın altında Yobo ve 3 önemli kurtarış yapan kaleci Volkan'ın imzası vardı.
FABIAN TORRES / MİLLİYET
Hagi belli ki, sarı-kırmızılı kulübü iyi tanıyor. Yeni bir teknik direktörün yapacağı ve Rijkaard'ın bir buçuk sezondur yapamadığı en basit işi yaptı. Takımdaki en iyileri sahaya sürdü. İlk yarı için söylenebilecek göze carpan olaylar, Galatasaray'ın daha derli toplu, daha paslı oynayan ve daha güçlü bir formata bürünmüş olmasıydı. Hagi bunu sihirli değneği ile yapmadı, sadece Galatasaray'ın kaybolan ruhunu geri getirmeyi başardı. Elano ise sahada gösterdi ki, sorunu futbolu değil, Hollandalı hocasıydı. Pino ise sanırım Türkiye'ye geldiğinden beri en iyi maçını çıkardı. Galatasaray'ın tek sorunu defanstaki Servet... Bu futbolcu nedense zamanlamasını bir türlü ayarlayamıyor. Dün gece de çok sırıttı.. Fenerbahçe'ye fazla değinmedim. Ama sarı-lacivertli takım, karşısında iyi bir rakip bulduğunda bocalıyor. Bu durum, Aykut hocanın sezon başından beri çözemediği bir sorun... Böylesine kısa sürede toparlanmış bir Galatasaray'ı tahmin edememiş ki, çözüm üretemedi. Yoksa silahları, rakibinden kat kat iyiydi.
İBRAHİM ALTINSAY / RADİKAL
GS yönetiminin Rijkaard'ı göndermesi kendisini ve günü kurtarmadan öte bir şey. İdeolojik bir cephe bu ülkede çağdaş futbol düzeyine ulaşma çabalarına izin vermiyor. Kocaman nihayet savunma önüne yapışık Baroni'den kurtulup ileri ucu üçledi. ‘Pas için pas' oyunundan dikine hızlı oyuna dönüş işareti bu. Hagi-Kerimoğlu ikilisi de ortayı sert tutarak başladı dünkü maça. 4-1-4-1 gibi bir dizilişte Cana savunma önünden fazla ayrılmayıp bir ön stoper gibi Alex'i kolladı. İlk yarı esas dengeyi değiştiren ileri uçtaki Pino oldu. Pino dikine oynayarak ve savunmayı iterek çağdaş bir hareketli santrfor görünümünü çizdi.
WERNER LORANT / FOTOMAÇ
İnsanlar bazen unutuyor ama Werner Lorant olarak Fenerbahçe'nin başında bütün derbi maçlarını kazandım. Herkes gibi ben de meşhur 6-0'lık derbiyi unutmadım. Ama size gizli bir şey söylemek istiyorum. O derbi aslındasinirlendiğim bir maçtı. Keşke maç 20 dakika daha sürseydi, en az 10-0 kazanırdık ve bu rekor hiçbir zaman kırılamazdı. Maça gelirsek... Fenerbahçe'de Stoch, Alex ve Dia gibi savunma yapmayan oyuncular olduğu için, topsuz oyunda Galatasaray'ın orta sahası daha ağır bastı.Zavallı Emre her yere yardıma koşmaktan yoruldu. Zaten bu şekilde Galatasaray oyuna ortak oldu. Hatta pozisyonlar buldu. Bunda verimli olduğu sağ kanatta forma giyen Elano'nun katkısı çok fazlaydı. Galatasaray belki fizik gücü yüksek ve mücadeleci bir takım olabilir ama iki ofansif orta saha oyuncusunun paslarıyla Pino'yu besleme taktiğiyle nasıl maç kazanabilir? Bu Galatasaray'ın, sıradan bir Anadolu takımından ne farkı var? Bu kadro mağlup duruma düşse ne yapabilir, nasıl gol atabilir?
OĞUZ DİZER / FANATİK
Hagi, Edmundo'dan daha dikkatli ve yakından izlemiş Galatasaray'ı. Oyuncu seçiminden, saha yerleşimine dek, belli. Ayhan karşılayan değil, karşılanan oldukça performansı yükselen bir yapı. İştahlandı ve iki yönde de mükemmel oynadı. Buyrun diğer eleştirilenleri de, siz değerlendirin. ‘At sahibine göre kişner' diyeceğim de, ayıp olacak!
GÜRCAN BİLGİÇ / SABAH
Skor için beklentilerin en yüksek olduğu isimler Stoch, Dia ve Alex'in derbinin gerektirdiği fedakarlığı gösterdiklerini söylememiz zor. Niang'ın tek başına savaştığı, beklerin neredeyse hücuma hiç çıkmadıkları bir maçta, böylesine direnen bir rakibi geçmek kolay değildi. Öyle de oldu.
Galatasaray "kutuyu" açtırıp, "varım" dedi. Fenerbahçe ise "dejavu"yu unutup, "empati" yi buldu. Yıllardır rakiplerinin neler hissettiğini biraz ucundan anladılar.
ALAATTİN METİN / AKŞAM
Dia ile Stoch'a ne demeli? İlk 45 dakika Fenerbahçe bir kanat akını yapamadı. Ve bu ikili defansa da yardım etmeyerek Galatasaray'a kenarlardan hücum zenginliği kazandırdı. Bir de bunun üzerine Alex'in isteksiz, göbekte Emre ile Topuz'un beklenenden çok uzak futbolları eklenince Fenerbahçe kendi sahasında ezeli rakibi karşısında ezik bir futbol oynadı. Düşünebiliyor musunuz Fenerbahçe'nin en iyisi kaleci Volkan Demirel ile Yobo'ydu. Pardon bir de topu son anda kale çizgisinden çıkararak takımını yenilgiden kurtaran Gökhan Gönül.
HASAN ALİ ATASOY / FANATİK
...karşısında hiç beklemediği kadar cesur ve kararlı bir Galatasaray bulan Fenerbahçe'nin eli ayağına dolandı, paralize oldu. Dakikalar ilerledikçe, bunun 5-10 dakikalık bir yıldırma blöfü olmadığı da göründü. Rakibinin gözünü korkutan Sarı-Kırmızılılar ilk yarının hakimi oldu. Fenerbahçe kanatlara kurulan karakolları aşamadı, göbek de istimlak edilince tam anlamıyla kilitlendi. Çünkü Galatasaraylı futbolcular mıknatıs gibi yapışıp, döndürmedi.
ALTAN TANRIKULU / HÜRRİYET
Kocaman duygusal davranarak, Fenerbahçe camiasının çok sevdiği ama dünya futbol gerçeklerinin çok uzağında kalan Alex'i oynatarak hem Dia, Stoch, Niang üçlüsünün performansını azalttı hem de Emre'nin ileri çıkışlarını frenledi.. Emre yine hamal oldu yine etkisiz bölgede çalımlar attı..Fenerbahçe şampiyon olmak istiyorsa artık Alex'i falan düşünmemeli.. Gerçekçi olmalı.. Başta Kocaman olmak üzere herkese bir sorum var; Şampiyonlar Ligi'ndeki hangi takımda Alex tarzı oyuncu var? Geçen yılın şampiyonu Bursaspor'da Alex değil Batalla vardı.. Böyle giderse aynı tablo tekrarlanır, benden söylemesi..
VATAN: BAHİSLER YERLEBİR!
26.5 milyon liralık ‘rekor' bahis yapıldı, ancak herkes F.Bahçe'nin galibiyetine oynadığı için bahisçilerin sadece %1.84'ü kazandı, tam 26 milyon lira iddaa'nın kasasında kaldı.
FOTOMAÇ: PINO RESİTALİ
Galatasaray'a geldiği günden bu yana performansı ile tartışılan Pino, Kadıköy'de kükredi. Teknik direktör Frank Rijkaard dönemindesarı-kırmızılı ekibin sönük yıldızı olan Kolombiyalı oyuncu dün Hagi tarafından ileri uçta görevlendirildi. Mücadeleye hırslı başlayan Pino,müthiş çalımlarıyla Fenerbahçe savunmasının başını döndürdü. İkinci yarıda da biraz tempo düşüklüğü yaşasa da Pino, yine Galatasaray'ın sahadaki en başarılı ismiydi. Klas hareketler yapan ve sarıkırmızılı takıma pozisyon zenginliği kazandıran Kolombiyalı yıldız, etkili şutlarıyla da kalitesini bir kez daha ortaya koydu. Pino, 90 dakikaboyunca 5 kez Fenerbahçe kalesine şut çekerken bunların 4'ünde isabetli oldu ancak kalece Volkan'ı bir türlü geçemedi. Hagi, maç sonrası Pino'yuözel olarak kutladı.
SABAH: ELANO'NUN İKİNCİ BAHARI
Rijkaard yönetiminde hayata küsen ve takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakılan Elano'yu Hagi iki günde diriltti. Derbiden iki gün önce çıktığı ilk idmanda Elano ile yakından ilgilenen ve özel bir görüşme yapan Hagi, Brezilyalı yıldızı hiç düşünmeden sahaya sürdü. Elano özellikle ilk yarıda Fenerbahçe'nin sol kanadını çökertti. Caner ve önündeki Stoch, Sabri-Elano ikilisine savunma yapmaktan hücuma çıkamadılar. Hagi, yorulan Elano'yu Emre Çolak ile değiştirdi. Sambacı maçtan sonra "G.Saray taraftarı şampiyonluğu hak ediyor. Türkiye'de savaşmadan kazanılmıyor" dedi.
HÜRRİYET: KADIKÖY'DE GOL YEMEYEN İLK KALECİ
Derbide kalesini gole kapatan Aykut, Kadıköy'de bir lig maçından Fenerbahçe'den gol yemeyen ilk Galatasaray kalecisi oldu. Galatasaray'da, 1982 yılından bu yana Kadıköy'deki 27 lig maçında da kaleyi koruyan bütün kaleciler en az bir golü kalesinde görmüştü. Bu arada Aykut Erçetin, 3 Şubat 2008 tarihinde 0-0 sona eren Türkiye Kupası maçında kaleyi koruyan Orkun Usak'ın ardından, Kadıköy'deki resmi ve özel toplam 47 maçı gol yemeden tamamlayan ikinci Galatasaray kalecisi oldu. Öte yandan Aykut Erçetin, kariyerinde Fenerbahçe'ye karşı 4. kez mücadele etti. Galatasaray, Aykut'un kalede olduğu 2'si Türkiye Kupası, 2'si de Süper Lig maçından 2'sini kazandı, 1'ini yitirdi, bu akşam da berabere kaldı. Aykut bu 4 maçta toplam 3 gol yedi.
MİLLİYET: ALEX: KÖTÜ BİR OYUNDU
Kaptan Alex de Souza maçla ilgili söylenecek çok fazla şeyin olmadığını ifade ederek, “Seyir zevki yüksek bir maç değildi. Galatasaray bizim hatalarımız üzerine kurulu bir stratejiyle oynadı. Bazen istediklerini elde ettiler. İki taraf adına da kötü bir oyundu” dedi.
FANATİK: ÇILDIRTAN ÜÇLÜ
Sabri Sarıoğlu, deplasmanda oynamalarına rağmen kendi taraftarının üçlü çektirme isteğini kıramadı. Önce saha içerisinde arkadaşlarına sarılıp, Kadıköy'den alınan 1 puanı kutlayan Sarı-Kırmızılı futbolcu, ardından kale arkasında Galatasaraylı taraftarların bulunduğu tribüne yöneldi. Sabri takımlarına zor günde destek olmak için Şükrü Saracoğlu'na giden 2 binin üzerindeki Galatasaray taraftarına üçlü çektirdi. Krizdeki Galatasaray'a karşı sergilenen kötü futbol ve Kadıköy'deki 10 maçlık galibiyet serisinin son bulması nedeniyle keyifsiz olan Sarı-Lacivertli tribünler ise o anda delirdi. Staddan ayrılmak üzereyken Sabri'nin saha içerisinde Galatasaraylılar'a üçlü çektirdiğini gören Fenerbahçeliler, tepkilerini sert şekilde gösterdi. Galatasaraylı futbolcu soyunma odasına giden tünele doğru ilerlerken ıslıklarla tepkilerini gösteren Fenerbahçeliler'den bazıları saha içine girmek istedi. Güvenlik güçleri sahaya atlamaya çalışan taraftarlara güçlükle engel olabildi. Milli oyuncu maç sonrası yaptığı açıklamada, kötü bir niyetinin olmadığını, taraftarını mutlu etmek için üçlü çektirdiğini söyledi.
MİLLİYET: GUUS HİDDINK YAKIN TAKİPTE
Milli Takım Teknik Direktörü Guus Hiddink, Trabzonspor - G.Birliği maçından sonra dün de derbiyi takip etti. Hollandalı hoca, “Trabzon'da çok güzel bir ikinci yarı izledim. Serkan çok iyi işler yapıyor. Orada çok genç oyuncuların performansı da beni etkiledi. Azerbaycan maçında yaşadığımız hayal kırıklığından sonra değişim olacağını söylemiştim, genç oyuncularımızla bu değişimi yapabiliriz. Önümüzde daha vakit var” dedi.
SABAH: YİNE AYNI REZALET
Ezeli rekabete yakışmayan görüntüler Avrupa-Anadolu yakası ayırt etmedi. Rezillikler metrobüsle Mecidiyeköy'den Kadıköy'e taşındı, yine kan aktı, cam çerçeve indi!... Büyük derbi öncesi Ali Sami Yen Stadı çevresinde toplanan Galatasaray taraftarları, Fenerbahçe formasını yakarak maça ısındılar! Mecidiyeköy'deki taraftarlar, saat 16.00'dan itibaren taksi ve metrobüsle Kadıköy'e doğru harekete geçtiler. Kalabalık taraftar grubu metrobüse hep birlikte binmek için durağa girmek istedi. Polis buna izin vermeyince taraftarlar E-5 karayolunu trafiğe kapattı. E-5'te Boğaz Köprüsü'ne doğru yürüyüşe geçen kalabalığın arasında aracıyla kalan bir Fenerbahçe taraftarı da saldırıya uğradı. Yumruk ve tekmelerle aracının camları kırılan Fenerbahçeli'yi polis kurtardı. Kalabalık Zincirlikuyu'da rastladığı bir Fenerbahçeli taraftara da saldırdı. Öfkeli grubun elinden kurtarılan kişi metrobüs durağındaki güvenlik kulübesinde koruma altına alındı. Çevik kuvvetin desteğe gelmesiyle taraftarlar durdurularak Zincirlikuyu Metrobüs Durağı'na yönlendirdi. Taraftarlar, burada maça gitmek için durağa gelen Fenerbahçeli bir baba oğula da saldırdı. Araya yine polis girdi. Yolculuk sonrası Söğütlüçeşme'de toplanan Galatasaraylı taraftarlar polis kordonuna alındı.
RADİKAL: PSV'DEN 10-0'LIK TARİHİ ZAFER
Hollanda futbolunun en büyük üç kulübünden biri olan, 1970'te Avrupa Kupa Galipleri'ni, 2002'de de UEFA Kupası'nı kazanan Feyenoord, ezeli rakibi PSV Eindhoven karşısında tarihinin en ağır yenilgisini aldı. Eredivisie'de zor günler yaşayan Kırmızı-Siyahlılar deplasmanda lider PSV'ye 10-0 mağlup oldu. Maç 1-0'ken 27. dakikada 10 kişi kalan Rotterdam ekibini bozguna uğratan goller Reis (3), Dzsudzsak (2), Lens, Afellay, Toivonen ve Engelaar'dan geldi.
SABAH: KARTAL'A GUTI DOPİNGİ
Yıldızlarından yoksun çıktığı son 3 maçtan eli boş dönen Beşiktaş, Guti'nin iyileşmesiyle derin bir nefes aldı. İspanyol futbolcu bugün Kayseri'de ilk 11'de sahaya çıkacak.
MİLLİYET: HAKAN KIZAKTA!
Beşiktaş'ta, son haftalarda formsuz görünen kaleci Hakan Arıkan, Teknik Direktör Bernd Schuster tarafından Kayserispor maçının kadrosuna alınmadı. Porto maçından sonra psikolojik olarak çok yıpranan oyuncunun yerine Rüştü'nün kaleye geçmesi bekleniyor.