SPOR SERVİSİ: BASINDA BUGÜN4

Günün gazetelerinde öne çıkan haber ve yorumlardan bölümler...

NTV Spor 30.03.2011 - 15:43
SPOR SERVİSİ: BASINDA BUGÜN4

SABAH: AY-YILDIZ'DA BAHAR
Milli Takımımız, EURO 2012 elemelerinde üst üste iki yenilgi sonrası Avusturya'yı 28. dakikada Arda ve 77'de Gökhan Gönül'ün golleri ile 2-0 yenip ikincilik yarışında direksiyonda kaldı.

RIDVAN DİLMEN / FOTOMAÇ
Avusturya sıradan bir takım değil. Yetenekleri sınırlı ama taktik anlamla kötü bir takım değil. Milli Takımımız'da maçın başlamasıyla birlikte koşan oyuncu eksikliği göze çarpan en önemli noktaydı. Forvette görev yapan Burak bu yapıda bir oyuncu ama solda Arda, sağda Hamit, arkalarındaki Mehmet ve Selçuk hep ayağa oynamak isteyen futbolcular. Milli Takımımız maçın başlarında ileride oynamak, baskı yapmak istiyordu. Ama top Avusturya yarı sahasında fazla kalmıyordu. Neredeyde Belçika maçının kopyası gibi bir tablo ile karşılaştık. Bu dakikalarda Arda inisiyatif alarak bölgesinden çıktı ve ikinci bir forvet oynamaya başladı. Arda cin gibi bir futbolcu. Milli Takım performansı, kulüp performansının çok üstünde bir oyuncu. Sonuçta öyle güzel bir dakikada millilerimizi öne geçirdi ki... Avusturya'nın bu dakikadan sonra üzerimize gelmesini bekliyorduk ama yetenekleri sınırlı olduğu için bunu yapamadılar. Hiddink genç de olsa hamle yaparak Burak ile Semih'i değiştirdi. Semih'i gol atması için değil, topu ileride tutsun diye sahaya sürdü. Semih hemen farkını gösterdi. Bu takımın forveti Semih'tir. Birlikte oynamanın ne kadar önemli olduğunu gördük. İlk yarıda Burak'a uzun pası kim verdi, takım arkadaşı Selçuk. Arda'ya pası kim verdi, Hakan Balta. Gökhan'a da Semih. Bu, birlikte oynamanın ne kadar önemli olduğunun çarpıcı bir örneğidir.

BAĞIŞ ERTEN / RADİKAL
Hamaset/gaz paritesi en düşük milli maçlardan birine çıktı Türkiye. Henüz meşhur ‘öldüren-kaldıran' maçlar başlamadığından mı; yoksa milli hasasiyetlerimizdeki ‘doku kaybından' mı, bilinmez. Öyle ya da böyle bu haliyle daha sempatik göründüler. Yeni bir dönemin kapısını açan maçta, duygu yoğunluğundan çok akıl sağlığına ihtiyacımız olduğu kesin... Kazandı Türkiye. Eğer bu maç yeni dönemin başlangıcı olacaksa, daha iyisi can sağlığı. Tabii ki daha yapılacak çok iş var. Ama rota güzel, ufuk açık gözüküyor.

ERMAN TOROĞLU / HÜRRİYET
İki takım açısından da bu kadar çok top kaybı olan bir milli maçı uzun yıllardır seyretmemiştim. Dün gece biz de Avusturya da kötüydü. Bizim bir avantajımız vardı, 3-4 kaliteli ve tecrübeli oyuncuya sahibiz. Zaten bu farkımız ile de maçı kazandık.

ALTAN TANRIKULU / HÜRRİYET
Dün üç Mehmet vardı sahada.. Mehmet Ekici müthiş oyuncu.. Futbol zekası ve çabukluğunu liderlik vasıflarıyla birleştirirse 10 yıl oyun kurucu sıkıntısı çekmeyiz.. Mehmet Topuz oyuna girdikten sonra orta saha direncimiz arttı, top daha çok bizde kaldı, Gökhan rahatlayıp ileri çıktı ve ikinci gol geldi.. Mehmet Topal aylar sonra milli formaya döndü ve hepimizi sevindirdi.. Eskiden başka Mehmet'ler vardı takımda.. Dün geceden sonra bazı şeyler değişti.. 5 yıl sonra bir Mehmet Brezilya Milli Takımı'nda oynarsa hiç şaşırmam..

ALİ ECE / AKŞAM
Bu galibiyet sadece Euro 2012 yolunda yeniden iddialı hale gelmemiz açısından hayati değil. Hiddink'le başlayan yeniden yapılanma sürecinin daha sağlam temellere oturması adına da iki kere önemli bir galibiyet. Yeterince iyi mi oynadık? Hayır, ama bu tip maçlarda Hiddink'in selefi Fatih Terim'in kulakları çınlasın: 'Resultante importante!'

TAYFUN BAYINDIR /VATAN
Asla bu kadar zor olmamalıydı. Avusturya gerçekten bize rakip olabilecek bir takım değil. Çok kötü bir orta sahaları var. Ama asıl önemlisi bizi geçmişte en çok zorlayan tempolu takımlardır, Avusturyalılar'da eseri yoktu bunun. Onlar belli ki tüm planlarını beraberlik ve duran topla gelecek sürpriz gollere bağlamışlar. Daha 15. dakikada Avusturya'nın bu görüntüsü tüm çıplaklığıyla ortadaydı, oysa biz kenardan müdahaleyle kontrolü yakalayamadık. ...Semih girdikten sonra yaptığımız presin etkisi de hissedildi, araya kaçanların kullanılışındaki verimlilik de.

SERGEN YALÇIN / HABERTÜRK
Skorun bizim için yeterli olduğu, ancak futbolun 90 dakika boyunca vasatı aşamadığı bir mücadele izledik. ...Dortmund'da harikalar yaratan ve iyi bir sol ayağı olan Nuri'nin bu kadar basit bir oyun şekliyle oynamaması lazım. ...Dün akşam en beğendiğim oyuncu Gökhan Gönül'dü. Her geçen maç üzerine koyuyor. Bu şekilde giderse yakın zamanda Avrupa'nın önemli kulüplerinden birinde kendisini görebiliriz.

HASAN ŞAŞ / HABERTÜRK
Milli Takımımız'a seçilen futbolcuların çoğu ya formsuz ya sakat ya da takımlarında az oynayan isimlerden oluşuyor. Guus Hiddink bu konular yüzünden seçimlerinde çok zorlanıyor.  Çünkü eskisi gibi kullüp takımımızdan formda 7-8 futbolcunun milli takıma alınması hayal.

İBRAHİM ÜZÜLMEZ / ZAMAN
Kaleci Volkan'ın penaltıyı kurtarması alkış aldı. Ancak burada kötü bir penaltı pozisyonu oldu. Bana göre hakemin kararı ağırdı. Bizim takım olarak bu durumu meydana getirecek risklerden uzak durmamız gerekiyor. Türk futbolunun en büyük eksiklerinden birisi rakip üzerinize gelirken pozisyonun akışını süzememek. Olayın o noktaya gelmesini engellemek gerekiyordu. Maçın skoru o dakikada 2-0 değil de farklı olsaydı emeğe yazık olurdu.

TURGAY ŞEREN / AKŞAM
Bu karşılaşmanın amacı üç puandı. Onu da kazanmayı başardık. Oynadığımız oyunu unutalım, uzun zamandan beri sakat olan Arda'nın gol atmasını ve aldığımız üç puanı alkışlayalım.

GÜNTEKİN ONAY / VATAN

Guus Hiddink'in kafasındaki planda ilk olarak topun ve oyunun kontrolünü elimizde tutmak vardı. Bunu büyük ölçüde yaptık. Ancak Mehmet Ekici, Nuri, Hamit ve Selçuk dörtlüsü topa ne kadar yatkın olurlarsa olsunlar, gol bölgesine gereken topsuz koşuları ve sızmaları yapamadılar. Bunu yapmaya çalışan sadece toplu ve topsuz olarak Arda'ydı. Oyunun bizim açımızdan durağan gözükmesinin başlıca nedeni rakip ceza sahası içine adam sokamamamız ve topu yavaş dolaştırmamızdı. Bu durumun bir diğer nedeni benzer tipteki oyuncuların çok fazla olmasıydı. Kısaca Burak'ın yanına sadece Arda Turan sokuldu.

ATTİLA GÖKÇE / MİLLİYET
Milli Takım pek iyi bir görüntü vermedi. Öncelikle Hiddink'in Semih'i 72 dakika kulübede oturtup oyuna Burak'la başlamasını yadırgadık... Günlerden beri bu maçta santrfor görevini Semih'in alması gerektiğini hemen her türlü görüş sahipleri dillerinde tüy bitene kadar tekrarlarken, Hollandalı hocanın bu fikirlere sağır kalması, Semih'e itibar etmemesi kolay anlaşılır bir durum değildi...

UĞUR MELEKE / MİLLİYET
Maç iki bireysel performansla kazanıldı, ama takım olma anlamında da ufak ufak gelişim gösterdiğimiz konular var: Öncelikle A milli takımımızda hemen herkes daha mutlu. Milli terapi, lig gerginliğiyle kampa gelen (Hamit, Servet gibi) futbolcularımızı rahatlatıyor. Bir tek Arda'nın rahatı yok; o, medya tribününe mesajlar vererek Emre abisinin yokluğunu aratmıyor!

MİLLİYET: ACELECİ HIDDINK!
A Milli Takımın hocası, “Rotamızı haziran ayındaki Belçika maçına çevirdik. Bana sorarsanız uzun bir süre... Keşke bir hafta sonra olsaydı. Kendimi huzursuz ve sabırsız hissediyorum” diye konuştu

HABERTÜRK: HIDDINK DE ŞAŞIRDI
(SENAD OK)
Avusturya galibiyeti sonrası “Tekrar sürücü koltuğundayız” diyen Milliler'in hocası, oyun içerisinde belli bölümleri anlamadığını belirtip “İlk golü attıktan sonra sebebini DVD'den çözeceğim bir nedenle geri çekildik” eleştirisi getirdi.

MİLLİYET: EMRE'YE ÖZENDİ!
A Milli Takım'ın önemli silahlarından biri olan Arda Turan, uzun süren sakatlığının ardından ay-yıldızlı ekibe geri dönerken, attığı gol sonrası yaptığı hareketle ölçüyü kaçırdı. 7 Eylül 2010'da oynanan Belçika maçından sonra ilk kez görev yapan yıldız oyuncu 28. dakikada Avusturya filelerini havalandırırken, sevincini yedek kulübesi ile paylaştı. O arada basın tribününe dönerek eliyle 'bunu da yazın' hareketi yapan Arda Turan akıllara 2007'de İnönü Stadı'nda oynanan ve 3-0 kazanılan Macaristan maçını getirdi... O maçta da Emre Belözoğlu atılan gollerden sonra basın tribününe dönerek el kol hareketlerinde bulunmuş, büyük tepki toplamıştı.

STAR: MEKAN OYNATTI
Milli yıldız “Gülmüyorsam bazıları bunu kendine sormalı. Art niyetliler rahat durmuyor” derken maçla ilgili “Penaltı ile maçı tehlikeye atıyorduk ancak Volkan ağabey yetişti. Kadıköy'de yine gol attım. Çünkü mekan oynatıyor” dedi. Arda, basın tribününe yaptığı hareket için de “Bunu da yazın dedim. İlgili kişiler zaten gereken mesajı mutlaka almıştır” ifadesini kullandı. “Arda bugün gülmüyorsa insanlar bunun nedenini kendilerine sormalıdır. Çünkü Arda her zaman samimiyet içinde. Karşıdaki art niyetli, kötü niyetli insanlar ne yazık ki rahat durmuyorlar” Arda, Kadıköy'de sürekli gol atması ile ilgili olarak da “Ne yapayım!. Mekan oynatıyor beyler” diyerek herkesi gülme krizine soktu.

SABAH: HAMİT'TEN AL TAKTİĞİ!
Skor 1-0 giderken objektiflere ilginç bir görüntü yansıdı. Kaptan Hamit Altıntop, Hiddink'in yanına giderek orta sahadaki problemi anlattı ve taktik anlamda değişiklik yapması gerektiğini işaret etti. Hiddink Hamit'i önce dinledi. Ardından kollarından tutarak 'Tamam' anlamında işaret yaptı. Bu diyalogun hemen ardından oyuna Semih girdi ve ikinci golümüz geldi.

SABAH: ÖFKE VE SİTEM

(FATİH DOĞAN)
Avusturya karşısında maçın bitimine üç dakika kala A Milli Takım, 2-0 öndeyken sahaya atılan yabancı maddeler büyük tepki topladı. Sahaya atılan plastik bayrak sopalarından yaralanmış rolü yapan Avusturya Milli Takım kalecisi Macho da tribünlerde tansiyonu iyice yükseltti. Yapılan anonslar sonrasında tribünler sakinleşirken, 90 dakikanın ardından Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ve Şenes Erzik, güzel geceye gölge düşürenlere büyük tepki gösterdiler. Mahmut Özgener, "Taraftara hem teşekkür hem de sitem ediyorum. Yapılanlar bize yakışmadı. 2-0 önde olmamıza rağmen yaşanmaması gereken hareketlerdi. Taraftarımız daha dikkatli olmalı" derken, Erzik 3 maç ceza aldığımız olaylı İsviçre sınavını hatırlattı. "Bu akşam son dakikalara kadar çok mutluydum ancak kale arkasındaki taraftarların Avusturya kalecisine yaptıkları hoş değildi" diyen Şenes Erzik şöyle devam etti: "Yabancı maddelerin atıldığını görünce kalkıp gitmek istedim. Daha önce de İsviçre maçında 6 maç ceza almıştık. O cezayı 3 maça düşürmek için uğraşan ben bu tabloyu görünce öfkelendim. İyi bir Milli Takımımız var. Taraftarımız da sorumlu davranmalı ve sadece futbolcularımıza destek vermeli."

MİLLİYET: BELÇİKA 4 KÖŞE!
Grubumuzdaki diğer maçta Belçika, Azerbaycan engelini zorlanmadan geçti, maç fazlasıyla 2. sıradaki yerini korudu. Kırmızı Şeytanların galibiyet gollerini Vertonghen, Simons (pen.), Chadli ve Vossen attı

STAR: SEMİH'TEN ÜLTİMATOM
Yıldız futbolcu, sözleşmesinin uzatılması konusunda son sözünü söyledi. Fenerbahçe Yönetimi adına golcü ile konuşan Teknik Direktör Aykut Kocaman, “Sezon sonu masaya otururuz”?dedi Ancak Semih, “Birçok teklif var. Hemen anlaşmaya varamazsak, sezon sonu başka kulübe giderim” cevabını verdi.

VATAN: MAHKEMEYE GİTMİYOR
(YALIMCAN SARPYEL)
G.saray'da yönetimin idari olarak ibra olamamasın ardından tüm camianın nasıl bir tavır alacağını merakla beklediği başkan Adnan Polat'ın kararı sonunda belli oldu:?Mahkemeye gidilmeyecek. Pazar günü büyük hüsranla sonuçlanan mali kongrenin ardından konuyu kurmaylarıyla birlikte masaya yatıran Polat, Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak yürütmeyi durdurma kararı almayı planlıyordu. Ancak sarı-kırmızılı camiadan gelen baskılar üzerine karardan vazgeçen Polat, bu yaşananların ardından hafta içi bir basın toplantısı düzenleyip seçim tarihini açıklacak.

AKŞAM: ADNAN POLAT'A 157 ENGELİ
Avukat Metin Ünlü: "Geçici 1-3. Maddeden bahsedilerek eski tüzüğün uygulanması gerektiği ve sonuçta bu yönetimde bulunanlar ile Adnan Polat'ın aday olabileceği dillendiriliyor. Ancak eski tüzük uygulansa dahi eski tüzüğün 156 ve 157. Maddeleri seçilmelerini engelleyen niteliktedir. Bir konu daha var; şimdi olduğu gibi eski tüzükte de yönetim mali ve idari olarak ayrı ayrı ibra edilmektedir. Görüldüğü gibi Adnan Polat'ın ve yönetiminin önü tamamen kapanmıştır." Peki hiç çıkış yolu yok mu. Elbette var. Birincisi mahkemeye gidip, kongrenin iptalini isteyebilir. Ancak mahkemede sadece usul yönünden kongreyi iptal ettirme şansına sahiptir. Böyle bir durumda ise yeniden yapılacak kongrede mali yönden de ibra edilmeme durumu doğar. O yüzden riskli. Başkan Polat'ın inadı akıntıya karşı kürek çekmek. Hem kendisini hem de camiayı daha çok yıpratır. Polat için en uygun yol, Mayıs ayı geçmeden kulübü seçime götürmektir. Böylece yeni sezonun kaybedilmesi önlenir. Bu şekilde belki kendisi zarar görür ama G.Saray kazanır.

MİLLİYET: ‘BOYUN EĞEMEZDİM'
(NEVZAT DİNDAR)
Galatasaray Başkanı Adnan Polat, mali kongrede seçim kararı almamasının gerekçesini açıkladı, "Bana oy veren 2944 kişiye karşı sorumluluğum var. Erken seçim şantajıyla beni vurmak isteyenlere boyun eğemezdim" dedi

HÜRRİYET: KANKA'DAN POLAT'A TELEFON
Kongreden hiç ummadığı bir sonucun çıkması nedeniyle morali bir ? hayli bozulan G.Saray Kulübü Başkanı Adnan Polat'ı ilk arayanlardan biri, dostu, arkadaşı ve bazılarının deyimiyle kankası Aziz Yıldırım oldu. F.Bahçe Kulübü Başkanı, hemen telefona sarıldı ve ezeli rakibin başkanına geçmiş olsun dileklerini iletti ve ikili arasında şu diyalog geçti:
- Yıldırım: Geçmiş olsun, moralini bozma.
- Polat: Teşekkür ederim.
- Yıldırım: Yapacağım bir şey varsa söyle, her zaman yanındayım.
- Polat: Sağol başkan, senin yapacağın bir şey yok. Hukukçularımız çalışıyor.
- Yıldırım: Ne yapmayı düşünüyorsun?
- Polat: Dava açacağım. Önce aklanmam lazım.

HÜRRİYET: BASİRETİMİZ BAĞLANDI
Tarihe geçen genel kurul sonrası görüştüğümüz Ali Haşhaş son derece üzüntülüydü. Genel kurul öncesi cuma günü Başkan Adnan Polat ile buluştuklarını belirten Haşhaş bir gerçeğin altını çizerek, “Seçim kararını pazartesi ya da salı günü (dün) açıklayacaktık. Bu sözü başkanımız Adnan Polat'tan almıştık. Ama nasip olmadı. Yönetim olarak dağılmıştık. Bir yıl daha devam edemezdik. Seçim kararını duyuracaktık ancak basiretimiz bağlandı” dedi ve devam etti: "Yönetiminin iki ayağı yoktu, üç bacağı sakattı. Bunu biz de görüyorduk. Bir yıl daha devam edemezdik. Herşey yarım da olsa işi götürüp, koşturuyorduk. Keşke müsaade etselerdi de seçime gitseydik. Karar vermiştik, seçime gidecektik. Dört aydır zaten bunu konuşuyorduk. “Seçim yapmalıyız” diye hep bunu tartışıyorduk aramızda. Nitekim ben ve Işın Çelebi, Başkan Adnan Polat ile cuma günü görüştük. Bu durumu kendisi de kabul etti. Mali Genel Kurul sonrası pazartesi ya da salı günü (dün) seçime gideceğimizi açıklayacaktık. Bu durumun daha önce açıklanmasını istedik, hatta toplantı sırasında da söyledik. Ama başkan, “Divan Kurulu'nda ben bir laf ettim. Sözümün arkasında duracağım” dedi. Seçim kararı alsaydı, kahraman olurdu başkan. Adeta basiretimiz bağlandı. İbra edilmedik. Bu üyelerin almış olduğu bir karardır."

MİLLİYET: BURSA, SAĞLAM'LA DEVAM
Yeşil-beyazlı kulüpte, Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'ın 2012'de bitecek sözleşmesi 3 yıl daha uzatıldı. Başkan İbrahim Yazıcı, tecrübeli hocayla 10 dakikada anlaştıklarını açıkladı

SABAH: MOURINHO'DAN BOAS TAVSİYESİ

(FATİH DOĞAN)
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in Madrid'de bir araya geldiği Real Madrid Teknik Direktörü Jose Mourinho ile yaptığı görüşmenin bir detayını daha SABAHortaya çıkardı. İkilinin sohbetinde konu Schuster'in Beşiktaş'ta yaşadığı hayal kırıklığına gelince Başkan Yıldırım Demirören'in, "Sizin gibi idealist ve genç bir teknik adamla çalışmak isterim ancak hedeflerinizin farklı olduğunu biliyorum" dediği, Portekizli teknik direktörün ise Beşiktaş Başkanı'na eski kulübü Porto'yu çalıştıran Villas Boas'ı örnek gösterdiği öğrenildi. "Porto beni takımın başına getirdiğinde ben de çok gençtim ama bana inandılar. Sonunda Şampiyonlar Ligi'ni kazandık" diyen Jose Mourinho "Yıllarca yardımcılığımı yapan Boas gün geldi kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini bana söyledi ve izin istedi. Porto'da yaptıkları ortada. Siz de bu sezon onun takımıyla oynadınız. Türkiye'de de mutlaka genç ve idealist teknik adamlar vardır. Onlardan biriyle çalışın" dediği öğrenildi. Başkan Demirören'in dün yönetim kurulu toplantısında bu görüşmenin detaylarını aktardığı ve "Ben yurt dışında teknik adam aramadım. Tayfur iyi giderse onunla devam ederiz" dediği öğrenildi.

VATAN: MADRİD'DE DEV BULUŞMA
(ERDAL CÖMERT)
İspanya'yı adeta tek başına fetheden Demirören, Mourinho'nun ardından Ronaldo ile de kanka oldu.  Demirören'in sadece Mourinho ile biraraya gelmediği, dünyanın en pahalı futbolcusu olan Cristiano Ronaldo ile de buluştuğu ortaya çıktı. Reha Muhtar önceki akşam Kanaltürk'te yayınlanan Son Kale programında Ronaldo ile Yıldırım Demirören'in geçen çarşamba Madrid'de yemek yediklerini açıklarken, ikili arasında konuşulanları da aktardı... Ronaldo'nun ...“Beni herkes özel hayatımdaki fotoğraflarla tanıyor ama ister Ferguson'a sorun ister Mourinho'ya. Takımdaki en çok çalışan futbolcu olduğumu size söylerler. İdmana en erken ben çıkarım, en son ben ayrılırım. Her gece 24.00'te yatarım, en geç 08.30'da kalkarım. Beslenmeme ve uykuma dikkat ederim. Her gün mutlaka 1 saat yüzerim. Kaslarımı daha iyi kullanabilmek için. Bu işte yıldız olmak için yetenek yetmez, mutlaka çok çalışmak lazım” dediği ifade edildi. Ünlü yıldız Almeida'yı ve performansının nasıl artırılabileceğini de “Süper golcüdür ama çocuk gibi duygusaldır. Portekiz milli maçlarından evvel ben hep onu gaza getirir, ne büyük oyuncu olduğunu anlatırdım. Her seferinde de olumlu etki yaratırdı. Şu anda morali biraz bozuk, duygusal anlamda ona güven vermek ve kendisini iyi hissettirmek zorundasınız. Yoksa hemen küser ve kolay kolay toparlanamaz” sözleriyle anlattı.

VATAN: FENERBAHÇE TRABZON'U KARIŞTIRIYOR
Bilica ile elindeki şampanya kadehiyle objektiflere yakalanan Jaja'ya tepki çığ gibi büyüyor. F.bahçeli Bilica ile İstanbul gecelerinin tozunu atarken elindeki şampanya kadehiyle objektiflere yakalanan Jaja'ya tepki çığ gibi büyüyor. Yerel gazeteler Brezilyalı futbolcunun bu davranışını eleştirirken, şu başlıkları attılar: Taka Gazetesi: “Neden Bilica? F.Bahçe oynatmadığı Bilica ile mi Jaja'yı markaja aldı?”, Karadeniz Gazetesi: “F.Bahçe çalışıyor. Trabzon'un şampiyonluktaki rakibi takımın içini de karıştırmak için uğraşıyor.” Trabzon yönetimi dün siteden yaptığı şu açıklamayla Jaja'ya mesaj yolladı: “Jaja İstanbul'da eğlence sınırlarını açtı. Bu görüntüler kulübümüzün geleneklerine yakışmamıştır.”

SABAH: TERİM REKOR TEKLİFİ ÇEVİRDİ
Fatih Terim, Umman Futbol Federasyonu'nun milli takım teknik direktörlüğü için yaptığı rekor teklifi geri çevirdi. İki yıldır herhangi bir takımı çalıştırmayan tecrübeli teknik adam, Umman Futbol Federasyonu başkanı Khalid Bin Hamadi'nin "300 gün Umman'da konaklama" şartını getirmesi üzerine yıllık 10 milyon dolarlık teklifi cazip teklifi kabul etmedi. Pazarlıklar sırasında Hamadi'nin Umman'da kalma şartını 270 güne kadar indiği ancak Fatih Terim'in "180 gün Umman'da konaklayabilirim" dediği öğrenildi.

SABAH: TÜRKİYE ÇAKIR'LA GRUR DUYMALI!
(GALİP ERCAN ÖZTÜRK)
Türk takımlarının yönettiği 10 maçta yenilgi yüzü görmediği Collina, Türk hakemliğinin geleceğinin parlak olduğunu belirtti. İtalyan eski hakem, "Cüneyt Çakır çok iyi bir sezon geçiriyor. Gelecekte çok daha önemli maçlarda kendisine görev verilecek. Türkiye Çakır'la gurur duymalı. Bunun yanı sıra federasyonunuzun hakemlik konusunda yaptığı çalışmaları çok önemli görüyorum. Futbolunuz Avrupa'da nasıl değerli bir konumdaysa, hakemliğiniz de öyle" görüşünü bildirdi.

AKŞAM: ALEM KAPTAN GÖRSÜN
Alex, NTV'deki %100 Futbol programının ardından eşi Daiane, Önder Turacı, tercümanı Samet Güzel ve Brezilya'dan gelen 6 misafiri ile birlikte Ümit Karan'ın barına eğlenmeye gitti. Bara giden ne yapar? İçer. Ne içer? Alkol. Ama Alex 03.30'a kadar kaldığı barda ağzına alkol sürmedi. Brezilyalı futbolcu, izin günü olmasına karşın barda kaldığı süre boyunca elinden meyve kokteylini düşürmedi. Kaptan, yanında misafirleri olmasına karşın eğlenenlerin birlikte fotoğraf çektirme ve imza isteklerini de geri çevirmedi. Bardaki G.Saray ve Beşiktaş taraftarları, Alex'in centilmenliği ve formunu korumak için alkolden uzak durduğunu gördükçe, 'Büyüksün Alex. Keşke bizim futbolcularımız da senin gibi olsa' dedi.

Sayfa Yükleniyor...