Maç öncesi NTV Spor'un semtten yaptığı canlı yayında Erbatur, “Oradaydım” demek için sadece İstanbul'dan değil, Türkiye'nin her yerinden, hatta dünyanın farklı yerlerinden onbinlerce kişinin Beşiktaş'a akın ettiğinden söz etti. O öyle deyince, benim de içim cız etti. Maalesef İstanbul dışında olduğum için “Oradaydım” diyemedim. Herhalde ömrümün sonuna kadar içimde ağır bir ukde olarak kalacak, 11 Nisan 2016'da Dolmabahçe'de ağaçlı yoldan yürümemiş olmak.
Ama arkadaşlar sağolsun. WhatsApp'tan fotoğraf ve video yağmuruna tuttular. Kendimi Köyiçi'nde hissettim. Eee, kolay değil, hayatımızın son 25-30 yılı buralarda geçti gitti. Ömrümüz olursa, yine yaşarız Çarşı'da, ağaçlı yolda, Vodafon Arena'da aynı sevinçleri, coşkuyu, hatta hüzünleri; hasılı hayata dair her ne varsa, hepsini…
* * *
Maça gelirsek… Aslında üzerine çok şey konuşulacak bir maç. Hızla toparlayacaksak olursak; maçın son bölümündeki “kaos” bir kenara bırakılacak olursa, ligin bu sezon oynanan en iyi maçlarından biriydi. Beşiktaş'ın ilk yarıda, ikinci yarının 70'inci dakikasına kadar olan bölümde, seyircinin de müthiş desteğiyle beklenenden daha iyi oynadığını söylemek gerekiyor. Üç gol buldu ama sayısız pozisyonu da neticelendiremedi.
Öte yandan, maçın her dakikasında Beşiktaş'ın üzerinde ağır bir psikolojik baskı olduğu farkediliyordu. Geçen hafta ayağına gelen kısmeti tepmesi… Vodafon Arena'nın açılışında taraftarın büyük beklentisi karşısında “mahcup olacağı” bir skorla sahadan ayrılma ihtimali… Hepsi üzerine çökmüştü. Yine de 70. dakikaya kadar iyi götürdü. Miroslav Stoch'un golü skoru 3-2'ye getirince, işin rengi değişti; geçmişin hayaletleri sahaya indi. Telaş başladı. Şenol Güneş'in aksadıkları iyiden iyiye göze batan İsmail ve Serdar'ın yerine Tosic ve Beck'i alması, gayet yerinde bir müdahale oldu. Tabii bütün bu dakikalarda Bursaspor'un gözünü karartarak beraberliği yakalama mücadelesini de teslim etmek lazım.
Son söz Quaresma'ya… Arena'nın açılış maçında gol atmak için çok çabaladı. Talihsizdi. Bir şutu direğe vurup çıktı, bir şutunu çizgiden çıkardılar. Ama Quaresma “tarihe geçmekte” kararlıydı! Nitekim maçın son saniyesinde kırmızı kart görmeyi “başardı” ve açılış maçında oyundan atılan ilk futbolcu olarak “tarihe kayıt düştü”. Tam bir Quaresma klasiği!