Lucescu, Ukrayna maçı sonrası, öncesinde olduğu gibi mazeretler üretti. Oysa Finlandiya'nın İzlanda'yı yenmesiyle üçte üç yaparsak ilk iki hala garanti... Sorun, bu takımın ve onu yönetenlerin "Üçte üç yaparız" inancını, güvenini vermemesinde
A Milli Takım teknik direktör Lucescu yönetiminde ilk maçında Ukrayna'ya deplasmanda 2-0 kaybetti. Teknik direktörümüz de, federasyon başkanımız da maçtan sonra hakemden yakındı. Evet iki golde de hata var, verilmeyen penaltımız da var, hatta burada kırmızı kart da gerek. Ama bu kararlar böyle olsa da Ukrayna maçı alırdı. O kadar oyun farkı vardı. Ve üstelik oyun olarak bu kadar fark yediğimiz bir maçtan sonra en yetkili isimler "Hakem" derse, yarın ligde bunu yapan kulüp başkanlarına, teknik adamlara, yöneticilere nasıl karşı çıkacaklar?
Gelelim diğer bahanelere... Lucescu, "Ukrayna her hafta oynayan oyunculardan kurulu. Bizim takımda durum böyle değil" dedi.
Ukrayna 11'inin bu sezon resmi maç ortalaması 6,36... İlk 11 ortalaması 5,36... Süre ortalaması 484 dakika... Bizim 11'in bu sezon resmi maç ortalaması 4,45... İlk 11 ortalaması 4... Süre ortalaması 349 dakika... Ama Ukrayna'da 7 hafta oynandı, bizde üç... Bir de bizim 11'in toplam süresi, toplam maça bölündüğünde bizim futbolcular maç başına 78,36 dakika sahada kalmış, Ukraynalılar 76 dakika... Ve bizim teknik direktörümüz bu sezon Almanya Ligi lideri Dortmund'un saha içi liderini kullanmamış, Beşiktaş'ın yerli liderini ancak medya baskısıyla kadroya almış, Trabzonspor'da üç maça da ilk 11'de başlamış Okay ve Yusuf Yazıcı'yı aklına getirmemiş...
Lucescu, çok fazla takımdan oyuncuyla takım yapmaktan yakındı. Ukrayna karşısındaki 11'imizde 6 farklı takımdan (Fenerbahçe, Başakşehir, Galatasaray, Beşiktaş, Milan, Roma) oyuncu vardı. Ya Ukrayna'nın 11'i? Onlar da 6 farklı takımdan geliyordu (Shakhtar, Dinamo Kiev, Vorskla Poltava, Schalke, Slavia Prag ve Dortmund) ...
Gelelim Lucescu'nun geldiğinden beri dile getirdiği, "Süper Lig'de Türk futbolcu izleyemiyorum" diye yakınmalarına ve 14 yabancıya izin veren düzenlemeye yönelik eleştirilere...
1- Lucescu geldiğinde bu kuralı biliyordu. Bilmiyorsa, Türk futbolunu takip etmiyor demektir. İlgilenmediği ülkenin milli takımını bu kadar kısa sürede Dünya Kupası'na götürmesi zaten ulaşılmaz hedeftir. O zaman bu göreve niye getirildi?
2-Hırvatistan'ın dünkü 11'inden hiçbiri ülkesinde oynamıyor. 23 kişilik kadroda Hırvatistan Ligi'nden 4 isim var: Livakovic (Dinamo Zagreb), Barisic (Osijek), Nizic (Hajduk), Braderic (Rijeka).
3-Portekiz'in EURO-2016'da şampiyon olan kadrosunda ülke içinde oynayan sadece 7 futbolcu vardı: Rui Patricio, Adrian Silva, William Carvalho, Joao Maria (Sporting), Rafa Silva (Braga), Danilo Pereira (Porto) ve Eliseu (Benfica).
4-TFF, mevcut yabancı kuralını da içeren statü değişikliğini 16 Şubat 2015'te açıkladığında mevcut başkan Yıldırım Demirören yine başkandı. O değişiklik "STSL'de Futbolcuların Uygunluğu ve Yerli Futbolcu Teşvik Sistemi kabul edildi" başlığıyla federayonun internet sitesinde hala duruyor. 2015-16 sezonuyla başlayıp en az 4 sezon uygulanacak bu sistemden "Yerli Futbolcu Teşvik" bölümünü yine bu federasyon kaldırdı. Yerli futbolcu oynatan, milli takımlara oyuncu gönderen kulüplerin maddi olarak ödüllendirilmesini iptal eden TFF, bugün yabancı sayısının çokluğundan yakınan Lucescu'ya "Sen ne yapıyorsun?Bu kural daha en az iki sezon değişmeyecek" demeyerek, "Lucescu'nun böyle konuşmasını federasyon yetkilileri istiyor" diyenleri haklı çıkarıyor.
FİNLANDİYA SAĞ OLSUN !
Şunun altını çizelim: Finlandiya'nın sürpriz İzlanda galibiyetiyle grupta hala ikincilik için şansımız yüksek.
Hırvatistan'ın ertelenen maçta Kosova'yı yendiğini varsayıyoruz. Son maçlara kadar evsahipleri maçlarını kazanırsa (tek istisna deplasman galibiyeti Ukrayna'nın Kosova'da kazanması), yani biz de içeride Hırvatistan ve İzlanda'yı yenersek bitime birer maç kala grupta puan durumu şöyle oluyor: 1-Hırvatistan 19 puan, 2- Türkiye 17, 3-Ukrayna 17, 4-İzlanda 16.
Son maçlar Ukrayna-Hırvatistan, İzlanda-Kosova, Finlandiya-Türkiye... Finlandiya'da da kazanırsak 20 puan yapıyoruz ve İzlanda'yı geçiyoruz. Ukrayna-Hırvatistan maçını kaybedeni de geçip ikinci oluyoruz. Maç berabere biterse, Ukrayna'yı geçiyoruz, Hırvatlar'la averaja kalıyoruz.
Üçte üç yaparsak şansımız var ama takım ve onu yönetenler üçte üç yapılabileceğine dair bize güven, inanç veriyor mu? İşte sorun burada...
