Aslında hayata 3-0 önde başlayanlardan Nico Rosberg... (zaten çok da değildir bu dünyada 3 gollü başlangıç yapanlar)
Finlandiyalı Formula 1 pilotu (üstelik dünya şampiyonu) bir baba ile Alman bir annenin aşklarından doğan ve Almanya'da dünyaya gelen Nico, Monaco'nun buram buram kraliyet kokan (Tabii kraliyet buram buram kokar mı tam emin değilim, belki daha çok ‘Demir Taht' kokan) sokaklarında büyüdü. Hani ‘Soylu' geleneği tam anlamıyla devam ediyor olsa yeni anlamlar katacak bir çocukluk ve gençlik yaşadı bu sarışın çocuk... (Boş zamanlarında Monaco Şehir Parkında bisiklet sürüyordu misal)
Tabii bu kadar kültürü bünyesinde buluşturan bir adamın bilgi dağarcığı ve beyin içerik kapsamı başka bir yazı konusu olur, o yazının da alt başlıklarından farklı hikayeler türetilir..Ancak bu kadar uluslararası bir adamın dile olan yatkınlığını doğuştan bir süper güç olarak niteleyip altını çizerek bahsetmeden olmaz. Ana dili seviyesinde Almanca (ki resmi olarak Alman yani bu sayılmaz), İngilizce, İtalyanca, Fransızca ve İspanyolca konuşabiliyor. İlginç olan babası Finlandiyalı olduğu halde Fincesi diğer dillere göre biraz düşük seviyede. Ama onu da geliştiriyor.
Nico Rosberg'in alamet-i farikalarından biri de OSCARLI! (bir daha söyle “OSCARLI”) ünlü aktör Leonardo DiCaprio ile olan benzerliğidir. Gerçekten koyun fotoğrafları yan yana, bakın ne demek istediğimi anlarsınız...(Ki paylaşımda koyulmuşu var)
Elbette bu benim yakışıklı incelikteki ara paslarım konuyu çok jelibon kıvamına geçirip yumuşatmasın. Herkes biliyor ama belki aranızda ‘Ben sanatsalım ben Avrupacı'yım bana ne ABD film sektöründen' diyerek benzer haberlerde kafasını çevirenler vardır diye hatırlatayım: Oscar ve Dicaprio Hollywood kaldırım taşlarında son yılların en önemli gündem maddelerindendi. Sonunda ‘Revenant' ile aldı da altın heykelciği rahatladık... (Wolf Of Wall Street ile almalıydı aslında ama bu da başka bir yazı konusu)
Tabii bu iki farklı dünyanın iki farklı yıldızının ortak noktaları sadece fiziksel benzerlikleri değil. Leo'nun yıllarca sadece yakışıklı diye Hollywood'da yürüdüğünü (bugünlerde öyle deniyor Wood jargonunda; bizdeki DM'den yürüme kavramı ile karıştırmayalım) iddia eden otoriteler hiç de az değildi. Oysa daha 1995'te ‘Basketball Diaries' filminde gösterdiği performans ile oyunculuk potansiyelinin büyüklüğünü çoktan kinetiğe çevirmişti bile...
Bir diğer evrende Nico Rosberg de benzer şekilde eleştirilerden nasibini alıyordu. Yakışıklı olması bildiği diller ve babasının F1 dünyasından gelen zengin/şampiyon bir pilot olması sayesinde Formula 1'de yürüdüğünü (snap'ten değil kariyer anlamında) düşünenler hiç de az değildi.
Aslında 2006'da Williams'ta başladığı F1 kariyerinde 10 seneyi geride bırakırken, eleştirilecek yönleri hiç de az değil Rosberg'in. Ancak şu bir gerçek ki hep istikrarlı bir pilot oldu Nico. Hız konusunda sorun yaşamadı asla, onun problemi açlık ve hırs konusunda oldu hep. Hayata bu kadar tok bir şekilde gelirseniz o açlığı hissetmeniz de doğal olarak zor olur. Ancak o da o kendinde kayıp olan bu hissiyatı son yıllarda kaderin hayatına düştüğü notlarla buldu.
2010'dan beri yarıştığı Mercedes'te öncelikle efsane Michael Schumacher'in gölgesinde kalmak zorunda kaldı. Bu duruma yapacağı bir şey yoktu. Şampiyon bile olsa yine kalırdı. Öyle bir gölge vardı o zamanlar Gümüş Oklar garajında. Ancak asıl kırılma Lewis Hamilton ile takım arkadaşı olması ile yaşandı. Çocukluk arkadaşı olan Lewis, 2 senedir Nico'yu her anlamda adeta ezerek şampiyon olurken, Nico Rosberg'de eksik olan ateşi adeta iki taşı birbirine sürte sürte zorla yaktı. Nico'nun gözüne bakın o alev parçasını göreceksiniz. O sebeple bu sezon Şampiyonlukta emin adımlarla ilerliyor ve hep eleştirildiği o ‘Kazanan' olma niteliğine ulaşmış durumda. Çünkü artık parçalar tamamlandı. Çünkü artık hazır. Artık daha çok istiyor... Nasıl Leo her kaybettiğinde sonraki filminde daha iyi oyunculuk örnekleri sunduysa Nico da her kaybettiğinde daha birbirine sürtülen iki taştan fırlayan kıvılcımlar yoğunlaştı ve 2016'da artık alev aldı. Dedim ya gözünün içine bakın.
Nico'nun evinde bir Formula 1 Dünya Şampiyonu heykelciği eksik ve artık geri sayım başladı. Nasıl Leo bu sene, yıllardır ancak ödül töreninde rakiplerinin elinde gördüğü Oscar'cığına ulaştıysa, Nico da o şampiyonluk kupasını kaldıracak ve ikilinin benzerlikleri dış görünüş ve birkaç ilginç tesadüften ileri gitmiş olacak.