İlhan Mansız çok özel bir isimdir Beşiktaş tarihi için; adeta bir dönemin vücut bulmuş halidir... Sadece mükemmel gollerin yansıması olarak yer etmemiştir kendine Siyah-Beyaz sayfalarda... İsyanın, mücadelenin, ruhunu ortaya koymanın, her şeyini vererek savaşmanın somutlaşmış haline dönüşmüş, Beşiktaş tribünlerinin forma giyip sahaya inen temsilcisi olmuştur tam anlamıyla... Bir döneme damga vuran “İlhan’ı satan Şampiyonluğu satar” çıkışı, saha içindeki durdurulmaz performansı kadar, o ruhu takımdan göndermeye karşı olan bir yakarıştır aslında....
Tek Türk İkon
İlhan sadece Beşiktaş adına değil, Türk futbolu içinde de başka bir yere sahip, bazı talihsizlikler olmasa, tarihe düştüğü not bambaşka bir boyuta taşınabilecek bir yıldızdı... Kendine daha iyi bakabilse ve yaşadığı ufak kazalar gibi sıkıntılar yakasına yapışmasa, kariyeri çok daha uzun ve uluslararası boyutta olabilirdi. Bakın bu uluslararası boyutu sadece saha içindeki oyunculuğu ile dökmeyeceğim kelimelere... İlhan, ülkenin sporda çıkardığı tek ‘Global İkon’ olabilirdi. Betimlemek gerekirse, yerli bir David Beckham’ımız olmak üzereydi, kapısından dönüldü... Sadece Japonlar’ın İlhan için düzenlediği ‘Turistik Beşiktaş Maç Turları’ndan ya da Uzakdoğu’da edindiği dev şöhretten bahsetmiyorum. Bir dönem attığı her adım olay olmaya başlamıştı. Kızların hayali O’ydu; erkek O’nun gibi olmak istiyordu. Yaptığı saç modelleri modayı belirlemeye, tarzı ve giydiği kıyafetler; ertesi gün sokaklarda örnek alınmaya başlamıştı. Bir gece kolktuk değnekleri ile gece kulübüne giderken ayağında görüntülenen kırmızı spor ayakkabılar bile, bir anda tüm ülkede moda haline gelmişti. Sonrasında sakatlıklar, beklenenden aşağıda kalan Japonya deneyimi ve hızla geçen zaman ‘İlhanmania’ adı verilen akımı bir saman alevine çevirdi. Futbol sahasında ve çevresinde hızlı koştu çabuk yoruldu İ.Mansız...
İlhan’dan sonra
Ahmet Dursun zaten İlhan geldiğinde Beşiktaş’taydı... Mansız sonrası ise Carew, Youla, Ailton, Bobo, Holosko, Nobre, Almeida, Demba Ba, Gomez gibi; kimi Beşiktaş hikayesine adını altın harflerle yazdıran, kimi hayallerin uzağında kalan birçok önemli yıldız çıktı İnönü Stadı’nın çimlerine... Hepsi bir şekilde bir iz bıraktı. Ancak ‘yerli forvetler’ Mansız sonrası oluşan (kendilerine ait) boşluğu asla tam anlamıyla dolduramadı. “Beşiktaş’ın Çocuğu” Nihat Kahveci, İspanya sonrası sakatlıklar sebebiyle, sadece zaman zaman bildik ‘Nihaat Goll’ pasajlarını seslendirtebildi maç spikerlerine. Burak Yılmaz, Tigana döneminde hücumun katalizörü olsa da, şimdiki net golcü Burak değildi, bir kanat devşirmesi gibiydi daha çok. “Batuhan Karadeniz” başlığı ise başka bir yazıda açılmak üzere şimdilik masanın kenarında büyük bir dosya olarak durmakta...
Tosun Paşa
Sonra Cenk Tosun geldi... Türk futbolunun 3. Bölge’de parlamaya en yakın yıldızı olan Cenk’le henüz Gaziantep’te oynarken devre arasında anlaşmayı yaptı Beşiktaş. Siyah-Beyazlı yönetiminin son dönemde gerçekleştirdiği nokta atışların en isabetlilerinden biriydi... Geldiği günden beri kendini geliştirmeyi sürdürdü. Önce Demba Ba’nın, ardından Süper Alman Mario Gomez’in yanında golün püf noktalarını ekledi, zaten kendinde olan sihirli golcü dokuşuna...
Her geçen gün gelişmeyi sürdürdü. Gomez gittiğinde, Aboubakar beklenen uzakta kaldığında ve en fazla eleştiriyi aldığı günlerde bile çalışmayı ve mücadeleyi bırakmadı.... Takımdan ayrılmayı düşünüyor haberleri çıktığında “Durursa burada dursun kalbim Beşiktaş” diyerek “Hiçbir yere gitmiyorum” mesajını verdi... Sonunda çalışmasının ve isteğinin meyvesini almaya başladı... Yetenek ve deneyim karışımı bu ‘Saf Golcü’ 2017’in ilk günlerinden itibaren tam anlamıyla gerçek performansı ile sahnede. Son olarak savunması ile nam salmış Konya ağlarına tam 3 gol bıraktı Cenk. Formasını öptü ‘Ben buradayım, bu takımın golcüsü benim!’ dedi... Bu satırlar yazılırken, 15 golle krallık yarışında zirvede Cenk. En yakın rakipleri Atiker Konyaspor’dan Bajic ve Galatasaray’dan Yasin. İki futbolcu 9’ar gol kaydetti. Devre arasında ortalığı yangın yerine çeviren Antalyasporlu yıldız Eto’o ise 8 golde....
Golcü
İlhan Mansız sonrası yerli golcü öyküsünde yeni bir cevheri var yani artık Beşiktaş’ın... Saha içi ve saha dışı tarzda Mansız’dan çok farklı. İlhan, ikonik bir süper yıldızdı. Evlilik teklifini Sezen Aksu konserinde yapan, saçı için saatlerce uğraşan, Nişantaşı’nda üzerine gözüken ceketi moda akımını değiştiren... Cenk ise trenin tam ters makasında. Parlak ışıklardan uzak, daha sakin bir hayata dönük bir yıldız o... 3 gol attığı Konya maçı sonrası, “Eşimin doğum günü, bana gol atmadan eve gelme demişti” diyen bir ev adamı... Cenk’i, Vodafone Arena’ya Japonlar’ı getirtirken görmeyeceğiz belki ama şık golleri ile taraftarlara Mansız coşkusunun bir başka halini yaşatmaya başladı bile... Baksanıza altyapısından yetiştiği Eintracht Frankfurt dahi ‘91 doğumlu futbolcuyu kaptırdığı için nasıl pişman... Bir Frankfurt takım kitapçığında onun için "Bundesliga'da bir maç oynayan kaçırdığımız yıldız" başlıklı tam sayfa bir haber yapıldı... Cenk Tosun'un 12 yıl Eintracht Frankfurt alt yapısında futbol oynadığı ve tüm yaş kategorilerinde attığı gollerle dikkatleri üzerine çektiği belirtildi.
Artık gönül rahatlığı ile hem Beşiktaş’ın hem de Türk Milli Takımı’nın her tür golü rahatlıkla yapabilecek müthiş bir golcüsü var diyebiliriz. İnönü’de ‘26 Numaralı Formasıyla...’ başlayan gol anonsları, Vodafone Arena’da ‘23 Numaralı Formasıyla...’ şeklinde devam edecek... Kısacası Şövalye Mansız’ın bayrağını artık Tosun Paşa devraldı....
