1983'lerin ilk baharıydı… Barcelona, Santander deplasmanına gitmek üzere otobüse binmiş, kalkışa hazır tesislerde bekliyordu. Ama otobüs bir türlü kalkamıyordu, çünkü koltuklardan biri boştu. Sabırsızlıktan duramayan otobüs şoförü, "hocam ne yapalım?” diye sorduğunda, "kapıları kapat, gidiyoruz" komutunu işitti. Şoför kapıları kapatıp, yola çıktı. "O an otobüste inanılmaz bir alkış koptu, futbolcular delice alkışladı bu kararı…" O kararı veren, kapıları kapattıran Udo Lattek o günü dün gibi hatırlıyordu yıllar geçse de, çünkü o an verdiği karar belki de kariyerinin doruk noktasını sonlandırmıştı bir anda. Çünkü koca bir takımı bekleten kişi Diego Armando Maradona'ın ta kendisiydi. Lattek: "Takımı devamlı bekletiyordu, zamanında hiç bir yere gelemiyordu."
Bu sefer bu vurdumduymazlığa, bu disiplinsizliğe dayanamayan Lattek, aslında doğru olanı yapıp, dünyanın en büyük yıldızını evde bırakıp, yola koyuldu. Ama maça yetişemeyen Maradona soluğu yönetimin yanında alıp, şikayeti sonrası Lattek'in görevden alınmasını sağladı. Kimse Maradona'ya bu saygısızlığı yapamaz, kimse Maradona'ya ceza veremez… Bu fikre hem Arjantinli yıldız, hem de yönetim sahipti.
Lattek'ten sonra Maradona da çok durmadı Barcelona'da. Hayatta sınırsızlığa inanmış olacak ki, hiç bitmeyeceğini düşünerek deli gibi para saçan Maradona, Barcelona'da maddi zorluklara girmiş ve Napoli'den gelen astronomik teklifi kabul etmek zorunda kalmıştı. "Otobüs olayından bir yıl sonra Napoli'ye gittim", diye anlatan Lattek, "peki sizi nasıl karşıladı" sorusuna şöyle cevap veriyordu: “Napoli'nin antrenmanını ziyaret etmiştim, Diego beni gördü ve tabii ki antrenmanı yarıda kesti. Yanıma koştu, uzunca sarıldı ve 'hoca, sakın akşam bir yere söz verme, yemek yiyelim' dedi. Akşam buluştuk, yemek yedik, içtik ve çok eğlendik. Onunla daha sonra çok buluştuk, o çok iyi bir insan."
Yukardaki örnek aslında 80 yaşında hayata gözlerini yuman Udo Lattek'i çok iyi anlatıyor. O bir tarafta disiplin hayranı, klasik ve klişelerden bildiğimiz bir Alman. Ancak diğer tarafta da yufka yürekli, dünyanın en zor insanların bile yanına koşup sarıldığı bir insandı. Udo Lattek geçtiğimiz haftasonu hayatını kaybettiğinde hala Almanya Futbol tarihinin en başarılı teknik direktörüydü. Sekiz kez Almanya Şampiyonu oldu ve her şampiyonluğunda bir iz bıraktı. 1972'den 1974'e kadar Bayern'i üç kez üst üste şampiyon yaptığında Paul Breitner ve Uli Hoeness gibi genç oyuncuları yetiştirdi ve kulübün bugüne kadar simge olmalarında önemli rol oynadı.
Son sezonunda işler iyi gitmeyince Bayern Münih Başkanı Wilhelm Neudecker ile çıktığı bir basın toplantısında ikili efsane bir diyaloğa imza atmıştı: “Başkan, bir şeylerin değişmesi gerekiyor” diyen Lattek'e, Neudecker basın mensuplarının önünde “evet Udo, teknik direktörün değişmesi gerekiyor. Kovuldun” cevabı vermişti. O sezonun ardından Bayern'in o dönemdeki en büyük rakibi Borussia Mönchengladbach'a giden Lattek, o tarihe kadar hep güzel oynayan ama bir şeyleri elde edemeyen Gladbach'ı da kazanan bir takım haline getirdi ve Gladbach ile iki kez üst üste şampiyon oldu.
Lattek, efsaneliğine 80'li yılların ortasında döndüğü Bayern'i tekrar üç kez üst üste şampiyon yaparak resmileştirdi. Büyük bir sürprize imza atarak 2000 yılının son günlerinde çaylak Matthias Sammer ile Borussia Dortmund'un başına geçip, sarı siyahlıları küme düşmekten kurtaran Lattek artık aktif teknik direktör yaşantısını sonlandırmıştı.
Aslı mesleği fizik ve matematik öğretmenliği olan Lattek, kendi kariyerini şöyle özetlemişti kısa bir süre önce: “Sanırım hayatımda az yanlış, daha çok doğru kararlar verdim ve bu yüzden huzurluyum.”
Yıllarca yürüttüğü televizyon yorumculuğundaki sivri dili yüzünden belki de bir nesle kendini yanlış tanıttı. Kim olursa olsun, adı ne olursa olsun ters giden ve hep eleştiren Lattek, aslında Maradona'nın sarılıp bırakmak istemediği kişiydi. İki kez kovulduğu Bayern'in 2009'da Camp Nou'da Barcelona'da tarihi hezimete uğradığında tribünde gözleri dopdolu olan biri vardı: Udo Lattek. Ekranların sert babası Udo gerçekten ağlamış mıydı yoksa gözüne bir şey mi kaçmıştı? “Utanacak bir şey yapmadım. Üzüldüm ve ağladım, dokundu…”
1 Şubat 2015'te hayata gözlerini yuman Udo Lattek'in arkasından sayısız insanın ağladığı gibi…