Bundesliga başlıyor! Ve bu sezon yine bir çok Türk (ve Türk asıllı) Futbolcu sahalarda olacak. Geçtiğimiz sezon performanslarıyla dikkat çeken Hakan Çalhanoğlu (Leverkusen'e) ve Emre Can (Liverpool'a) transfer olma başarısını gösterdi. Ömer Toprak, Bundesliga'nın en iyi defans oyuncularından biri olarak seçildi ve yeni sezonda takımının ikinci kaptanı olacak. Dortmund'ta Nuri Şahin, eski günlerini hatırlatan bir sezon performansı sergiledi ve Jürgen Klopp'un en güvendiği isimlerin başında geldi.
Halil Altıntop, Trabzonspor'da hissedemediği güveni Augsburg'ta kazandı ve takımının müthiş çıkışında başrol oynadı. Tolga Ciğerci, Hertha'da çok iyi oynayarak hem uzun vadeli sözleşme imzaladı, hem de transferin gözdesi oldu ve belki de yeni sezonda Milli Takım düzeyinde de dikkatleri üzerine çekebilecek bir oyuncu haline gelebilir.
Trabzonspor'a transfer olan Mehmet Ekici ile Stuttgart'ta istediği patlamayı yapamayan Sercan Sararer geçen sezon Bundesliga'da mutlu olmayan gurbetçilerin başında geliyordu. Sercan'ın işi yeni sezonda da oldukça zor olacak. 2014/2015 sezonunda izlenilmesi gereken Türk oyuncuların arasında Sercan yok belki ama bu oyuncular var…
Kenan Karaman: Türk Futbolu yıllardır bir arayış içinde… hem başarının sırrı aranıyor, hem de bu başarıyı sağlayacakların isimleri. Çünkü özellikle Türkiye'de başarı hala kişilerin üzerine endeksli, sistemin değil. Belki de sırf bu yüzdendir ki, Fatih Terim üç kez Galatasaray, şu an üçüncü kez de A Milli Futbol Takımını çalıştırıyor. Başarının sadece onunla gelebileceği fikri hakim – ve bu sistemde belki de bu doğru bir fikir. Yeni Fatih Terim'i arayan futbol ülkesi eski Fatih Terim'i getirerek açığını kapatırken, Hakan Şükür'ün yerini hala dolduramadı. Kafa topuna çıkabilen her santrafora "yeni Hakan Şükür" benzetmesi yapılmıştı 2000'li yılların ortasında. Oysa Hakan Şükür futbolu sadece kafa topları değildi. Bugünün moda futbolcusu sahte 9'un ilk numunelerinden birtanesiydi – aynı anda gerçek bir 9 olma özelliğini taşırken üstelik. O açıdan Hakan Şükür ile benzetilen her futbolcuya belki de kuşkuyla yaklaşmak lazımdı. Kenan Karaman, Stuttgart'ta ilk kez futbolla tanıştığınıda Alman hocaları onun için "Hakan Şükür" benzetmesini yapmışlardı. Yaşı ve fiziği geliştikçe de bu benzetmeler azalmadı. Hakan Şükür yukarı, Hakan Şükür aşağı. Kendi ifadesiyle attığı gollerin yüzde 30'nu kafayla atan Kenan, sırasıyla VfB Stuttgart, Stuttgarter Kıçkers ve Hoffenheim altyapılarında dikkat çekti. Hoffenheim altyapısında, o dönemde orada hocalık yapan Tayfun Korkut ile birlikte çalışan Kenan, eski hocasının çağrısına uyup, bu sezon itibariyle Hannover'e transfer oldu ve oradaki yeni oluşumun bir parçası olarak kendine yer arıyor. Erken yaşta Türkiye lehine Milli Takım tercihi yapan Kenan, Ümit Milli Takım düzeyinde de bir çok kez forma giydi. Bundesliga'da da goller gelirse, üstelik bunları kafayla atarsa, onu sadece bilindik bir kıyas değil, aynı zamanda iyi bir kariyer de bekliyor olabilir.
Sinan Kurt: Borussia Mönchenglabach son yıllarda bir çok futbolcusunu kaybetti. Şu an futbol piyasasının en gözde oyuncularından biri olan Marco Reus iki sezon önce Gladbach'tan Dortmund'a transfer olmuştu. Bayern Münih'in defansındaki en önemli isimlerinden Dante, Gladbach'tan alınmıştı. Yeni sezonda Barcelona'nın kalesini koruyacak olan Marc-Andre ter Stegen, 5 yaşından beri Gladbach'ta oynuyordu. Tıpkı daha önce Gladbach'ta oynayan ve maalesef artık aramızda olmayan Robert Enke gibi. Borussia Mönchengladbach, bu ve adı anılmayan bir çok futbolcunun yeteneğinden en azından bir dönem için faydalanmıştı. Aynı beklentileri Sinan Kürt örneğinde de beslediler. "Yeni Marco Reus" olarak gösterilen Sinan, genç takımlarda kırılmadık rekor bırakmadı. B genç takımında oynadığı 52 maçta 52 golün atılması ve hazırlanmasında pay sahibi olmuştu. Geçen sezon U 19'ların Bundesliga'sında 16 gol atarak gol krallığı yarısında üçüncü olmuştu. Gladbach teknik heyeti, Alman bir annesi ve Türk bir babası olan Sinan'ı bu sezon kullanmayı düşünürken, araya Bayern Münih'in teklifi ve genç oyuncunun "ya Bayern'de oynarım, ya hiç oynamam" çıkışı girdi. Gladbach, Avrupa'nın önde gelen her kulübün gündeminde olan Sinan için 5 Milyon Euro bonservis bedeli istiyor, Bayern sadece 3 Milyon Euro öneriyor. Sinan'ı orta vadede Bundesliga'da izleyeceğiz, ancak şu an geçerli olan tek soru şu ki; hangi takımda?
Mahir Sağlık: Bazı futbol kariyerleri vardır, her şey plan ve program doğrultusunda devam eder. İyi bir alt yapı, sonra süre alınabilecek bir kulüpte iki, üç sene futbol, daha sonra büyük kulüp, kupalar, zaferler, vs… Eğer büyük bir kulübe gidemezseniz bile sürekli oynayacağınız bir kulübe transfer olur, orada sevdiğiniz işin peşinde koşarsınız ve iyi bir para kazanırsınız. Ya da; Mahir Sağlık gibi bir kariyere imza atarsınız; doğduğunuz şehrin kulübüne tam dört kez transfer olursunuz, kariyerinizde beş kere kiralanırsınız, Avusturya'da ve Almanya 4. Liginde gol kralı olursunuz ve arada Milan'a Avrupa kupası maçında gol atarsanız ve tekrar üçüncü lige dönersiniz. Mahir Sağlık anlatılması zor bir kariyer yaşıyor hala ama 2014 yılı itibariyle istediği noktada ve istediği yerde bulunuyor. Paderborn'da doğan, Paderborn'da büyüyen ve orada futbol oynamayı öğrenen Mahir, gönlündeki takımıyla (bir diğeri Beşiktaş) ilk kez Bundesliga'da forma giyecek – hem de 31 yaşında. "Hayalimi yaşıyorum şu an, 31 yasında Paderborn ile Bundesliga oynayacağım" diyen Mahir, geçen sezon Bundesliga 2'deki gol krallığı sonrası bir üst klasmanda da yoluna devam edeceğinden emin: "Bundesliga'da neden gol atmayayım ki?" Paderborn, Bundesliga tarihinin belki de en mütevazı ve en az şans tanılan takımı, ancak şehirde Bundesliga'da kalma umutları varsa, bunun tek sebebi de şehrin evladı Mahir'dir…
Kaan Ayhan: Galatasaray'ın 2000'deki UEFA Kupası zaferinden sonra ilk transferlerinden bir tanesi Saffet Kaya olmuştu. Gurbetçi bir ailenin oğlu olan Saffet, ilk etapta o zamanki adıyla PAF Takımı'na dahil edildi ve bu düzeyde sayısız maç yaptı sarı kırmızılı formayla. Ancak A Takım'a yükselemeyen Saffet daha sonra Antalyaspor'a transfer oldu, orada tutunamadı ve Almanya'ya döndü. Ancak o Saffet yine de önemli bir görev üstlendi ve yetenekli yeğeninin idolü oldu. "Onu her zaman örnek aldım, hep onun yolunu izledim" diyen Kaan Ayhan bugün Bundesliga futbolcusu ve henüz 19 yaşındayken Schalke'nin sürekli forma giyen oyuncusu oldu. Schalke'de bir çok futbolcunun sakatlığı Kaan gibi genç oyuncuyu A takıma iteledi. Bu sezona başlarken de sakatlıklar ile boğuşan Schalke'de Kaan ve arkadaşları yine takımlarını sırtlamak zorunda. As oyuncuların dönüşüyle de yerlerini kaptırmak istemiyorlar. "Benim hedefim ilk 11 oyuncusu olmak, yerimi neden vereyim" diyen Kaan, Milli Takım düzeyinde de net bir karar verdi. "Türk yetkilileri benimle her zaman ilgilendi, Almanya'dan bu ilgiyi görmedim ve bu yüzden tercihim Türkiye oldu." Fatih Hocaya duyurulur…
İlkay Gündoğan: 10 Ağustos 2013… İlkay Gündoğan'ın resmi bir müsabakada topla buluştuğu son tarih bir seneyi geçti. 2012/2013 sezonunun belki de en iyi Bundesliga oyuncusu olan İlkay, belindeki rahatsızlığı ilk başta hızlı bir şekilde düzelecek gibi görünüyordu, Ancak her geçen gün bu süre biraz daha uzadı ve Dortmundlu yetkililer bir müddet sonra artık dönüş tarihi vermemeyi tercih ettiler. Sayısız ameliyat geçiren, bir ara son çare olarak Kırım'da bir askeri hastaneye sevk edilen İlkay'ın futbol yaşantısının bittiğine dair söylentiler bile başlamıştı ama neyse ki bu hazin son gerçekleşmedi. Haziran ayında son kez ameliyat olan İlkay, bugünlerde tekrar takımla birlikte çalışmaya başladı. Borussia Dortmund Teknik Direktörü Jürgen Klopp, piskolojisi zedelenen öğrencisini tekrar kazanmak için (oynama şansı olmasa bile) hazırlık maçları kadrolarına dahil etti ve zihinsel açıdan da gerekli tedaviyi uyguladı. İlkay'ın sahalara ne zaman döneceği hala belli değil ama hem futbolcu, hem de kulübü önümüzdeki bir kaç hafta içinde İlkay'ın dönmesini bekliyor. "Sakatlık sürecinde evimden dışarıya çıkmak istemedim, çıkıp bir şey yapmak içimden gelmedi, sadece sağlığımı düşündüm" diyen İlkay, şimdilerde biraz daha umutlu bakıyor geleceğe. Ve hatta bir hedef bile koyuyor kendine: Milli Takım. "Sakatlanmasam ben de Dünya Şampiyonu olacaktım, o yüzden Dünya Kupası'nda hem sevindim hem üzüldüm. Ama döneceğim." Klopp, Dortmund taraftarı ve aslında herkes onu bekliyor.