Bouchard: Kadın tenisinin geleceği

Kanadalı Eugenie Bouchard son 6 ayın belki de en çok konuşulan tenisçisi. Avustralya Açık ve Roland Garros’ta oynadığı yarı finallerin...

NTV Spor 07 Tem 2014
Bouchard: Kadın tenisinin geleceği

Kanadalı Eugenie Bouchard son 6 ayın belki de en çok konuşulan tenisçisi. Avustralya Açık ve Roland Garros'ta oynadığı yarı finallerin ardından Wimbledon'da da final görerek kadınlarda sezonun en istikrarlı oyuncusu olmayı başardı. Sadece oynadığı oyunla değil; güzelliği, sempatikliği, seyirci ile olan yakın ilişkisi ve sosyal medyayı etkili kullanmasıyla sürekli olarak kameraların takip ettiği isim oldu. Şubat ayında 20 yaşına giren Bouchard birçok tenisçinin yönetmekte zorlandığı bu yoğun ilgi karşısında da ayakları üzerinde durmayı başardı. Onun en büyük başarısı da belki bu oldu. Anna Kournikova ve Daniela Hantuchova gibi isimler bu ilgi karşısında kort performanslarını kaybederken, Bouchard genç yaşına rağmen kendisine karşı artan ilgiyi yine kendi lehine kullanmayı başardı. Şimdiden birçokları onu Maria Sharapova'nın tahtını sarsacak isim olarak görüyor.

20 yaşındaki Bouchard şimdiden “Genie Ordusu” isimli bir taraftar grubuna sahip. Sponsorluk anlaşmalarıysa birbirini takip ediyor. Genç oyuncunun menajeri Sam Duvall de son derece iddialı. “Bouchard tüm zamanların en popüler oyuncusu olacak” demekten çekinmiyor. Hedefler büyük. Bu hedefleri gerçekleştirmenin de tek yolu var: Kortta başarılı olmak.

Bouchard'ın son 3 Grand Slam'de 2 yarı final ve bir de final görmüş olması uluslararası şirketlerin de dikkatini çekmiş durumda. Şimdiden bir banka ve bir saat firması genç oyuncuyla sponsorluk sözleşmesi imzalamak için kapıda bekliyor. 7. GrandSlam şampiyonluğunu Wimbledon'da kazanan Novak Djokovic'in ilk saat sponsorluğunu geçen ay Seiko ile imzaladığını hatırlatalım. Yani Bouchard son derece hızlı gidiyor.

Kanadalı oyuncunun bu yükselişi çok kısa sürede gerçekleşti gibi görünebilir. Ama Bouchard adam olacak çocuktu desek yanlış olmaz. 24 ay önce Bouchard Wimbledon'ı gençlerde kazanmış bir oyuncu. Dolayısıyla bu turnuvada büyüklerde de başarılı olması son derece normal. Ama gençlerden büyüklere bu denli başarılı ve kısa sürede geçmiş olması takdir edilesi.

Genie 2012'de gençler yıllarını geride bıraktıktan sonra 2013'te Avustralya Açık'a girebilmek için eleme maçları oynadı. Ancak ana tabloya kalamadı. Roland Garros öncesi Strasbourg'da yarı final oynayarak dikkatleri üzerine çekti. Roland Garros'a ana tablodan merhaba dedi ve 2. tur oynadı. Wimbledon'da ise 2. turda eski 1 numara Ana Ivanovic'i merkez kortta mağlup ederek 3. tur gördü. Oyunu her geçen gün gelişiyor, sıralaması yükseliyordu. Büyüklerdeki ilk profesyonel yılında son Grand Slam Amerika Açık'a da 2. turda veda etti. 2013'ü dünya 32 numarası olarak tamamladı ve sezonun en başarılı çaylağı seçildi. 2014 ise onun için rüya gibi başladı. Avustralya Açık'ta yarı oynayarak bunu başaran ilk Kanadalı oldu. Aynı başarıyı Roland Garros'ta da tekrarladı. Wimbledon'a dünyanın 13 numarası olarak geldi. Wimbledon finali sonrasıysa dünyanın yeni 7 numarası oldu. Uzun yıllar onu ilk 10 içinde göreceğiz. Buna şüphe yok. İlk Grand Slam şampiyonluğu için de bizi fazla bekleteceğini zannetmiyorum. Yeter ki kort dışı yaşamını iyi yönetsin.