Türk Halterinin dopingle yüzleşmesi

Türk halteri son iki haftadır doping depremiyle sarsılıyor. Hasan Akkuş'u istifaya götüren doping olayının ardından ikinci bir doping şoku daha yaşandı.

NTV Spor 22 Şub 2013
Türk Halterinin dopingle yüzleşmesi

Türk halteri son iki haftadır doping depremiyle sarsılıyor. Türkiye Halter Federasyonu Başkanı Hasan Akkuş'u istifaya götüren doping olayının ardından ikinci bir doping şoku daha yaşandı. Geçen yıl kasım ayında İsrail'de düzenlenen Avrupa 23 Yaş Altı Halter Şampiyonası'nda 5 Türk sporcunun testlerinde doping kapsamına giren 'Stanozolol' maddesi bulunmuştu. Bu gelişme üzerine dönemin başkanı Hasan Akkuş, tüm sporcuların numunelerini test edilmeleri için Köln'e gönderdi. Köln'den gelen cevap ise 16 numunenin tamamının dopingli olduğu yönündeydi.

Türk halteri bir kez daha dopinge yenik düşmüştü. Son yıllarda alınan sayısız önlem, artırılan doping testleri hiçbir işe yaramamış, dopingin önüne geçilememişti. Bu son olayın ardından da daha köklü çözümlerin gerekliliği bir kez daha tescil edilmiş oldu.

Son günlerde yaşanan bu olaylar Türk halteri için maalesef ilk değil.  Türk sporcuların isminin dopingle anıldığı ilk vak'ada da bir haltercimizin, Şule Şahbaz'ın adı geçiyordu.

1998 yılında Avrupa Şampiyonu olarak ilk uluslararası başarısını elde eden, 7'si altın olmak üzere toplam 10 madalya kazanan, 9 kez dünya rekoru kıran milli haltercimiz Şule Şahbaz, kas geliştirici anabolic streoid kullandığı tespit edilince 2004 Atina Olimpiyat Oyunları'ndan diskalifiye edildi. O günden sonra da Türk halterinin üzerinden doping bulutu bir türlü eksilmedi.
2004 Atina Olimpiyat Oyunları Türk halteri için dönüm noktasıydı. Halil Mutlu 56 kiloda, Taner Sağır 77 kiloda  ve Nurcan Taylan da kadınlar 48 kiloda olimpiyat altın madalyasını boyunlarına geçirmişlerdi. Sedat Artuç da 56 kiloda bronz madalya kazanarak halterde 4 farklı sporcumuzla podyuma çıkmamızı sağlamıştı. Ancak ilerleyen dönemde bu dört sporcumuz da doping kullandıkları gerekçesiyle uzun süreli cezalar almışlardı.

Dünya halteri'nin en önemli isimlerinden biri olan, avrupa, dünya ve olimpiyat şampiyonu haltercimiz Halil Mutlu 2005 Avrupa Halter Şampiyonası'nda doping kullandığı tespit edilince 2 yıl müsabakalardan men cezası aldı. Olaydan sonra bilerek doping yapmadığını belirten Mutlu, kendisine komplo kurulduğunu ifade etmişti. Halil Mutlu'da çıkan "nandrolone" maddesinin nasıl alındığını araştıran komisyon, Halil Mutlu'nun antrenörü Cafer Topçu'nun sorgusu sırasında milli halterciye ilaç verdiğini itiraf ettiğini söyledi. Komisyon, Topçu'nun bu ilacı, "Biz de kullanıyoruz, tespit edilemiyor" diyen Bulgarlar'a inanarak verdiğini de raporuna ekledi. Cezasının ardından podyumlara tekrar dönen Halil Mutlu eski başarısını tekrar yakalayamadı ve 2008 yılında halteri bıraktı.

İlerleyen günlerde olimpiyat şampiyonu Taner Sağır,  avrupa şampiyonu Bünyamin Sudaş, Ferit Şen ve Reyhan Arabacıoğlu'nun kontrolden kaçtıkları ve kendi yerlerine de başkalarını kontrole soktukları ortaya çıktı. Bu sporcuların yanı sıra doping kullandığı tespit edilen olimpiyat üçüncüsü haltercimiz Sedat Artuç da 2 yıl müsabakalardan men cezası aldı. Bu gelişmeler üzerine  Türkiye`ye de 21 Eylül 2005`ten 31 Mayıs 2006`ya kadar podyumlar yasaklandı; 100 bin dolar da para cezası verildi. Türkiye bu dönemde bir dünya, bir de avrupa şampiyonasında mücadele edemedi.

Uluslararası Halter Federasyonu'nun, Türk federasyonuna yönelttiği en ağır suçlama "dopingi organize etmek, cesaretlendirmek ve desteklemek" oldu. Federasyona verilen men cezasının temeli bu suçlamaya dayandırılırken, "bir takvim yılında üç veya daha fazla doping ihlali" ikinci derecede, "dünya halterini küçük düşürmek ve itibarını zedelemek" de üçüncü derecede suç olarak bildirildi.

Olimpiyat oyunları tarihinde altın madalya kazanan ilk kadın sporcumuz olan Nurcan Taylan da isminin dopingle anılmasını önleyemedi. 26 Ekim 2011 tarihinde Ankara'da yapılan kontrollerde milli halterciden alınan numunede, yasaklı stereoid maddesi tespit edilmiş, sporcumuz bir hafta sonra yapılan dünya şampiyonası için Fransa'nın başkenti Paris'e götürülmesine rağmen, son anda takımdan çıkarılarak yarıştırılmamıştı. Uluslararası Halter Federasyonu, milli sporcumuza doping kullandığı gerekçesiyle 26 Ekim 2011 tarihinden geçerli olmak üzere 4 yıl müsabakalardan men cezası vermişti.

Alınan bu cezaların ardından Türk halteri ciddi bir düşüş sürecine girdi. 2004 yılında altın madalya kazanan haltercilerimizden Halil Mutlu, Pekin Olimpiyat Oyunları'nda yarışmazken yine altın madalya kazanan Taner Sağır ve Nurcan Taylan ve bronz madalya sahibi Sedat Artuç sıfır çekti. Pekin'de madalya kazanan tek haltercimiz 48 kilodaki ikinciliğiyle Sibel Özkan oldu.

Türkiye 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'na da sıkıntılı başladı. Londra'da olması planlanan Fatih Baydar ve İbrahim Arat, doping yaptıkları gerekçesiyle son anda kadrodan çıkarıldı. Bu iki ismin yerineyse Bünyamin Sezer ve Taner Sağır kadroya dahil edildi. Türk halterciler 24 yıl aradan sonra bir olimpiyatı madalyasız kapattı.

Son dönemde yaşanan doping skandalları ve son 2 olimpiyatta alınan tek madalyaya rağmen, 31 Ekim 2012 tarihinde yapılan halter federasyonu genel kurulunda Hasan Akkuş 3. kez Türkiye Halter Federasyonu Başkanlığına seçilmeyi başardı. Delegelerden bir anlamda güven oyunu alan Akkuş, ilk icraatını dopingle savaşmak olarak belirlemişti. Ancak kasım ayında İsrail'de düzenlenen Avrupa 23 Yaş Altı Halter Şampiyonası'nda ilk belirlemelere göre 5, sonrasındaki test sonuçlarına göre tüm sporcuların dopingli çıkması onu istifaya zorladı. Şimdiyse gözler 9 mart'ta yapılacak federasyon başkanlığı seçimine çevrildi. Bu seçim belki de Türk spor tarihinde beklentilerin en farklı olduğu federasyon başkanlığı seçimi olacak. Çünkü yeni yönetimden öncelikle başarı değil, halteri doping belasından kurtarması beklenecek.