Aslında serüvenimiz bundan 6 yıl önce başladı. 27 Mayıs 2010'da EURO 2016'nın ev sahipliği için Fransa ve İtalya ile yarıştık. İlk turda İtalya elenince Fransa ile ev sahipliği için final oylamasına girdik. Tarihi oylamada 13 UEFA yönetim kurulu üyesinden 7'si Fransa, 6'sı Türkiye'ye oy verince Fransa ev sahipliğini kazandı. Tabii o dönem UEFA Başkanı “Fransız” Michel Platini oylamaya katılmamasına rağmen etkili oldu mu bilinmez ama çok yaklaştığımız ev sahipliğini kılpayı kaçırmıştık.
Ama 6 yıl sonra finalleri kılpayı kaçırmadık. En iyi üçüncü olarak gittiğimiz finallerde, 8 yıl sonra yeniden büyük bir heyecan yaşayacağımız kesin. Katıldığımız son iki büyük turnuvada bir dünya üçüncülüğü ve Avrupa'nın ilk 4 takımından biri olma başarısını gösterince insan ister istemez “acaba bu kez neler yapacağız” diye hayaller kurabiliyor.
Açıkçası kuralar çekildiği andan itibaren grupta işimizin zor olduğu kesin. İspanya, malumunuz 2008'den bu yana 1 Dünya Kupası ve 2 Avrupa Şampiyonluğu kazanmış olup sadece grubun değil, turnuvanın da favorilerinden biri. Hırvatistan EURO 2012 elemelerinde play-off'taki rakibimizdi ve onları geçememiştik. Çek Cumhuriyeti ile EURO 2016 elemelerinde aynı gruptaydık ve grubu lider bitirmişti. Ama zor işler bizim işimiz. Değişen statü de bize yardımcı olabilir.
Avrupa Şampiyonası tarihinde ilk kez turnuva 24 takımla yapılacak. Bu da şu demek: Grubunu ilk iki sırada bitiren 12 takımın yanı sıra 6 grup üçüncüsünden en iyi 4 tanesi de gruptan çıkacak. 90'lı yıllarda doğanlar belki hatırlamayabilir ama Dünya Kupası finalleri bir zamanlar 24 takımlıydı ve en iyi üçüncüler deneyimini yaşamıştık! 1982'de üçüncüler gruptan çıkmamıştı, ilk ikide bitiren 12 takım, üçerli 4 gruba ayrılmıştı. 1986, 1990 ve 1994 finallerinde ise EURO 2016'da göreceğimiz sistemde oynanmıştı maçlar. Özellikle 1990 Dünya Kupası'nda F Grubu'nun son maçlarını unutmuyorum. Son maçlara İngiltere, İrlanda, Hollanda ve Mısır ikişer puanla girmişti. Son maçta İngiltere, Mısır'ı yenerken İrlanda ile Hollanda berabere kalmış ve iki takım da, en iyi üçüncülerden biri olduklarını bildikleri için son 20 dakikasını al gülüm ver gülüm şeklinde oynamışlardı. Zaten bu maç ve bu Dünya Kupası'ndan sonra futbol kurallarında köklü değişiklikler yapıldı.
Yani bu şampiyona bir anlamda nostalji yaşatacak bize. İkinci maçlardan itibaren elimize kağıt, kalem, hesap makinesi, abaküs, hesap yapabileceğimiz ne varsa alıp kim en iyi üçüncü olabilir, kim kiminle eşleşecek hesaplarını yapmaya başlayacağız. Ve tabii ki tek isteğimiz, Ay-Yıldızlı ekibimizin bu hesaplara girmeden grubu ilk iki sırada bitirerek tur atlaması. Çünkü biz, en iyi üçüncü olma hakkımızı elemelerde kullanmıştık!