Ziraat Türkiye Kupası 4. Tur maçları oynandı ve sürpriz sonuçlarla 5. Tur'a geçildi. Süper Lig'den Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Gençlerbirliği ve Gaziantepspor bu turda elendi bizleri şoklara sokarak. Biz de yeni isimler verdik bu takımları eleyen takımlarımıza: Bayern Fethiye, Buca Juniors, Real Balıkesir, Nazilli United ve Borussia İnegöl... Lakin yayıncı kuruluş Süper Lig ekiplerini Kupa'da safdışı bırakan takımların sevincini 1 saniye göstererek rekor kırdı. Oysa o futbolcular, yıllarca konuşulacak başarı elde etmişti. Ayıp ettiler onlara ve tüm futbolseverlere...
Neyse... 5. Tur'a yükselen takımlara başarılar.
Ancak!
Süper Lig ekibi Sivasspor sahasında 3. Lig ekibi Silivrispor'u 1-0'la geçti.
Eskişehirspor evinde 3. Lig takımı Belediye Vanspor'u 4-1 mağlup etti.
Ve Karabükspor yine evinde 3. Lig'den Hacettepe'yi 3-1 yendi.
Kendileriyle gurur duyuyor mu acaba bu takımlar? Kutlama da yaptılar mı üst tura çıktıkları için? Adaletsiz bir uygulama yardımıyla kendilerine karşı oynayan takımları yenmek nasıl bir duygu?
Çünkü Silivrispor, Belediye Vanspor ve Hacettepe sahaya mecburen statü gereği 24-30 yaş arasında 4 futbolcuyla çıktı. Geriye kalan 7 futbolcu 24 yaşaltı. 30 yaş üstü futbolcu yok. Çünkü; yasak! Süper Lig takımlarımız ise 6 yabancı oynatma haklarıyla sahadaki yerlerini aldı (Sivasspor 6, Eskişehirspor 5, Karabük 4 yabancıyla oynadı).
Evet, şu saçma sapan 30 yaş sınırıyla yine karşı karşıyayız sevgili arkadaşlar.
Herkes Kupa statüsünün değişmesini savunuyor. Oysa ondan önce yapılması gereken, bu adaletsiz 30 yaş sınırı uygulamasının kaldırılması...
***
Kupa statüsü değişmeli elbet!
Kimse Kupa'dan memnun değil, ama herkes iş zora girince ve üst sıralar hayal olunca Kupa'yı alıp Avrupa'ya gitme derdinde oluyor hep.
TFF; Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un daha 4. Tur'da elenmesi, Galatasaray'ın ise penaltılarla üst tura çıkması üzerine yayıncı kuruluşu düşünerek, önümüzdeki yıllar için yarı finalin FB, BJK, GS ve TS'den oluştuğu bir kupa statüsü üzerine çalışmalara başlamıştır büyük ihtimalle. Yayıncı kuruluş çoktan sitemlerini iletmiştir çünkü kendilerine: Bu kadar para yatırdık bu işe, şimdi nasıl reklam alacağız 3 büyük takım elendikten sonra... vb.
Memlekette her şey parayla ölçülür olduğu için ve bizim insanımız futbolsever olmayıp takımsever olduğu için takımı yoksa maçları seyretmez çünkü.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın kupa gelirini az buldukları için elenecekleri yönlü açıklamaları yer aldı basınımızda Fethiyespor'a yenildikleri günün ardında. Mayıs ayında olağan mali genel kurulda Aziz Yıldırım, Türkiye Kupası'nda yer almalarının kendilerini maddi olarak zarara uğrattığını ve maçlara A2 takımı ile çıkıp kaybedeceklerini söylemiş.
Bu yönlü haberler futbolcular maçı ciddiye alsın almasın, rakibin başarısını küçük göstermek için yapılır ancak. Başlıklar da şöyle: Aziz Yıldırım'ın istediği oldu.
Yıldırım, aynı mali genel kurulda şunu da demiş: Çoktandır alamıyorduk, bizim için önemliydi. Şimdi aldık, onun da önemi kalmadı (“Fenerbahçeli futbolcular dahi kupa görmedi” geyikleri bitti çünkü).
Yeterli para kazanamıyorlarmış. Oysa hem taraftarlarına, hem de tüm futbolseverlere saygılarından ciddiye almaları gerekiyor Kupa'yı. Mesela bu hafta Kupa'da Bayern Münih, Augsburg maçına tam kadro çıktı. Almanya'da da kupa gelirleri mütevazı. Ancak B.Münih, önemli olanın para değil futbola ve taraftara saygı olduğunu kanıksadığından ciddiyetle bakmış Kupa'ya.
Kupa statüsü değişsin diyor herkes. Bence de değişsin. Gökhan Çetinbaş önerdi, ben de aynen katılıyorum: Çeyrek finale kadar alt lig takımlarının evinde oynanan tek maçlı eliminasyon sistemi gayet güzel olur.