Yükselen değer Ersun Yanal

Takımın başına getirilirken yaşanan süreç hiç de hoş değildi. ‘Bugün git, yarın gel’ şeklinde defalarca görüşmeler ve 1 ay bekletmeler sonucunda “Aradığımız gibi birini bulamadık seninle anlaştık, bu sene seninle idare edelim” der gibi bir durum oluşmuştu.

NTV Spor 28 Kas 2013
Yükselen değer Ersun Yanal
Takımın başına getirilirken yaşanan süreç hiç de hoş değildi. ‘Bugün git, yarın gel' şeklinde defalarca görüşmeler ve 1 ay bekletmeler sonucunda “Aradığımız gibi birini bulamadık seninle anlaştık, bu sene seninle idare edelim” der gibi bir durum oluşmuştu. 1 yıllık sözleşme de bu düşünceleri kanıtlar nitelikteydi. Ne basında, ne taraftarda, ne de yönetimde güven vardı sanki kendisine karşı. Yani Fenerbahçe'nin en zayıf halkası oydu ve sürekli kazanması gerekiyordu takımdaki ömrünü uzatmak için.

Takımı sezona fırtına gibi başlamasa da, hakkında yapılan tüm olumsuz yorumları her geçen gün boşa çıkarıyor şimdi...

Sezon başında çok eleştirilen ve 5. haftayı görmez denilen Ersun Yanal, Fenerbahçe'yle çok da başarılı ilerliyor: 12 maçta 10 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyet.

Fenerbahçe seyircisinin uzun süredir hasretle beklediği hücum futbolunu oynattığı için taraftar desteği artık arkasında. Tercih ettiği agresif futbol sebebiyle yenilse dahi bu yenilgi, zoraki galibiyetlere, bir gol atıp geri çekilmelere tercih edilir çoğu kişi tarafından. Çünkü yenilirken de yılmaz, yıkılmaz onun takımları. Futbolu yeniden sevdirir izleyenlere.

Yanal takımlarının lige fırtına gibi girdiği, ancak sonradan performans düşüklüğü yaşadığı düşüncesi sadece V. Manisaspor için geçerlidir. Ayrıca bundan önce çalıştırdığı takımlardaki kadro darlığını da es geçmemek gerekir. Fenerbahçe'de sahip olduğu geniş kadroyla sezon sonunda mutlu sona ulaşırsa kendisiyle 1 yıllık sözleşme imzalayanları fazlasıyla utandıracaktır.

***
Şans değil, hırs
4. hafta Kasımpaşa (90+2 Webo), 8. Hafta K. Erciyes (90+1 Sow), 10. hafta Bursa (90+4 Egemen) ve 12. hafta Antalya (90'da Sow) mağlup edildi son dakika golleriyle. Yani bu 4 maçtan 4 puan kazanılacakken 8 puan daha haneye yazıldı.

Son dakika galibiyetlerini birincisinde şansa, ikincisinde hakeme, üçüncüsünde tesadüfe bağladılar... Dördüncüsünde ne dedikleri konusunda fikrim yok.

Oysa bir takım uzatmalarda 4 kere kazanmışsa futbolcuların disiplinine, inadına, ısrarına saygı duymak gerekir. Fenerbahçe haftalardır “maç bitmeden bitmeyecek bir takım” olduğunu kanıtlıyor. Fenerbahçeli futbolcular mucize yaratmıyor, sadece kazanma hırslarıyla oyunu bırakmıyor. Böylece de bize bu oyunun güzelliğini, topun yuvarlaklığını ve bitti denildiği anlarda bile umuda vakit ayırmak gerektiğini tekrar tekrar anlatıyorlar.

***
* Tabii canım
Ferguson da kabul edecektir ki, aldığı kararlarda benim etkim çok fazlaydı. Aslına bakarsanız, son 5 yıldır takımın gerçek patronu bendim. (Alex Ferguson'un asistanı Mike Phelan)

* Üveymiş
Ahmet Çakar: Kim bu adam?
Ertem Şener: Ronaldinho'nun abisi.
Ahmet Çakar: Soyadı niye Ronaldinho değil?

* Kızdırma çocuğu!
Balotelli benim zamanımda oynasaydı ancak Marco van Basten, George Weah ve Andriy Shevchenko gibi oyuncuların malzemecisi olurdu. (Eski Milan'lı futbolcu Zvonimir Boban)

* Kedidir kedi
Maç önceleri taktiklerimi ve ilk 11'lerimi Bild'e sızdıranın kim olduğunu bulduğumda bir daha asla Bayern forması giyemeyecek. (Pep Guardiola)

* Yemekteyiz
Sinan Engin: Hocam futbolcu paça içmeli, ilik yapar.
Rasim Ozan Kütahyalı: Tuzlama, tuzlama… Ooooo mmmh

* Umut fakirin ekmeği
Takımda birinin ayağı kırılmadıkça forma şansı bulacağımı sanmıyorum. (Fenerbahçeli Michal Kadlec)

* Anlayalım yani
En büyük aşklar Antalya'da başlar. (Fenerbahçe Başkan Vekili Abdullah Kiğılı)

* Şimdi belgesel zamanı
Ertem Şener: Hocam manda nasıl bir hayvan?
Ahmet Çakar: Manda enteresan bir hayvan. Dünyanın en sevimli hayvanı.